Şehrimizin Valisi İbrahim Şahin tüm Samsunluları yakından ilgilendiren trafik keşmekeşliğine dikkat çekerek, ‘Bu trafikte geriliyorum’ diyor. Çok haklısınız Sayın Vali, siz eskortla geriliyorsunuz, sürücüsüyle, yayasıyla vatandaş stres topuna dönüyor, verimliliğini kaybediyor. Yıllardır Samsunlular ulaşım sorunlarıyla boğuşuyor; en pahalı, en yavaş, en aksak ulaşım Samsun’da. Yaya olunca sürücüden, araçtayken yayadan, direksiyondayken her ikisinden şikayet ediyoruz. Yayalar da sürücüler de kurları sıklıkla ihlal ediyor. Trafik kazalarından sonra trafik kavgaları da can almaya başladı.
Şehrin tüm kaldırımları araçlar tarafından işgal edilmiş, yayalar araç yolunda gitmek zorunda kalıyor, birçok sokağa değil; caddeye bile itfaiye hatta ambulans giremiyor. Ne trafik bölge müdürlüğü ne belediye ne Ulaşım Koordinasyon Kurulu bu meselelerle ilgileniyor. Otoparkın olduğu yerlerde bile pahalı olduğu için – Belediyenin otoparkı özel sektörden pahalı- araçlar yol kenarına bırakılıyor, trafik aksıyor. Belediye otobüs durakları dolu olduğu için otobüs yolda yolcu bindiriyor, indiriyor arkadaki araçların geçişini engelliyor.
Hangi aracın nereye gittiğini, hangi duraktan ne zaman geçeceğini sürücüsünden başka bilen olmadığı için her yolcu, sürücüye otobüslerle ilgili soru yöneltiyor, bu da hem gecikmeye hem de zaman zaman gerginliklere neden oluyor. Göğüs Hastanesi’nin üstündeki kavşak gibi birçok kavşakta araçların dönüşü için yeterli alan olmadığından yol kapanıyor. Gazi Devlet ve Doğum Hastane’si arasında çift yönlü dar yolda bir de araçlar park ettiği için ulaşım sık sık tıkanıyor.(Park engellenmeli, yol tek yön olmalı).
Kavşakların sayısı fazla, cepler yetersiz. Sarı veya kırmızı ikazlarla halledilebilecek az sayıda aracın geçtiği kavşaklarda araçlar gereksiz yere bekliyor. Şehri boydan boya geçen uzun caddelerde mutlaka ‘Yeşil Dalga’ uygulamasına geçilmeli. (Şehir içi hızıyla şehrin bir tarafından diğer tarafına giderken tüm ışıklar yeşil yanmalı; gereksiz beklemeler, yakıt ve zaman kayıpları ortadan kaldırılmalı).
Trafik denetimleri sürücüyü tuzağa düşürüp parasını almak için değil; yol ve yolcu güvenliğini sağlamak için, gerektiği yerlerde ve zamanda yapılmalı. Kişilerin sosyal statüsü, nüfuzuna göre; park düzenlemesinden vazgeçilerek, tüm halkın güvenli, ucuz ve hızlı ulaşımı sağlanmalı.
Toplu ulaşım araçlarıyla, Şehrin bir tarafından diğer tarafına, örneğin; Taflan tarafındaki yazlıklara gidecek olsanız, önce otobüs, sonra Raybüs sonra da dolmuşa binerek gidebilirsiniz ki toplamda gidiş 7,5 TL’yi geçiyor. Gidişin dönüşü var. Ulaşımın pahalılığı nedeniyle aynı şehirde insanlar birbirleriyle yüz yüze görüşemiyor, birbirini göremiyor; hasretlik çekiyor, telefon ve mesajla hasret gideriyor.
Türkiye’nin hiçbir yerinde olmayan fiyat tarifesi Samsun’da uygulanıyor; metre mesafe bazında birçok şehrin iki katı ulaşım ücreti alınıyor, son 100 metrede de binseniz otobüse de dolmuşa da tam ücret ödüyorsunuz. Sadece OMÜ dolmuşlarında az da olsa fark ediyor. On binlercesi öğrenci, yüz binden fazla insanın her gün gittiği OMÜ’ye yolculuk bir saat sürüyor. Zamanla yarışan, zamanı değerli olan insanlar için müthiş bir zaman kaybı oluyor. Raybüs dışında klimalı araç yok gibi; otobüsler hijyen değil. Buna rağmen balık istifi gibi; doluyor yolcular. Daha fazla kar için ihtiyaç duyulan sayıda otobüs sefere konmuyor.