İstanbul BB Ekrem İmamoğlu’na YSK üyelerine ‘ahmak’ diyerek hakaret ettiği gerekçesiyle hakkında açılan davaya bakan hâkim Hüseyin Sezgin 2022 yaz kararnamesiyle Samsun’a gönderildi. İmamoğlu’nu siyasi yasaklı hale getirecek bir karar vermeyeceği düşünüldüğü için İstanbul’dan Samsun’a gönderildiği iddia edildi.
Sezgin’in yerine davaya bakan Mehdi Komşul'un 2 yıl 7 ay hapis ve TCK/53’e göre; hapis süresince atama veya seçim yoluyla da olsa kamu hizmetlerinden mahrumiyet cezası kararı yargıya gölge düşürdü. Ortada bir değil; çok sayıda kumpas var; adil yargılama, İmamoğlu, hatta Kılıçdaroğlu ve Erdoğan’a da kumpas yapıldığı söyleniyor.
Karardan, Erdoğan’ın haberinin olmadığı, Erdoğan dışındaki güçler tarafında planlanarak yönetildiği, Erdoğan’ın yolundan gidilerek, İmamoğlu’nun birtakım güçlü aktörlerce geleceğin lideri olmasının planlandığı iddia ediliyor. Yolu kimin yaptığı bilinmese de aynı yoldan gidenin aynı yere gidileceği biliniyor.
Karar sonrası gelişen olaylardan rahatsız olan Erdoğan ise kararın kesinleşmediğini vurgulayarak bozulacağını ima ediyor. Bozulmazsa Erdoğan’a rağmen bozulmadığı ileri sürülerek komplonun Erdoğan’dan kaynaklanmadığı iddia edilecek.
Daha önce belirttiğim gibi; bu kardan önce Erdoğan karşısında Kılıçdaroğlu’nun kazanma şansı yoktu, ancak İmamoğlu’na siyasi yasak gelirse, Kılıçdaroğlu dahil kim koyarsa kazanır.
İktidar veya muhalefet yanlısı siyasetçi veya konuşan, yazan, çizen; aşağı yukarı kararın adil olmadığında hem fikir. Herkes kumpastan söz ediyor. ‘Kurban hikayesi’nde olduğu gibi bu kararın neresi düzeltilecek? Girişinde de gelişmesinde de sonucunda da sorun var; başı sorun, sonu sorun.
Mahkemelere yasal veya yasal olmayan atamaları kim yapıyor? İmamoğlu mu dış veya Erdoğan dışındaki olağanüstü güçler mi? Yoksa Adalet Bakanı mı? Kararın doğruluğundan da yanlışlığından da yetkiyi elinde tutan adalet bakanı sorumlu değil mi?
KARAR FOTOĞRAFTAN DOLAYI ELEŞTİRİLMİYOR
Söz konusu davanın hakim ve savcısının fotoğraflarından dolayı karar tartışılmıyor, hukuksuz karardan dolayı fotoğrafları tartışılıyor. Yapılması gereken habere erişim yasağı koymak değil; kararın en kısa sürede düzeltilmesidir. Kararı tartışılmayanın fotoğrafı da akrabalığı da tartışılmaz.
Davanın Savcısı Furkan Okudan, hükümdeki bir kısım hatalar ve eksiklikler nedeniyle karara itiraz edeceğini belirterek, yıllık izine çıkmadan önce mahkemeden bir hafta içinde gerekçeli kararı açıklamasını talep etti.
Cezanın azlığına mı çokluğuna mı itiraz edeceğini dilekçesinde belirtmeyen, ancak para cezası yerine hapis cezası isteyen savcının cezanın en üst sınırdan verilmediğine itiraz edeceği bence açık, seçik belli.
Cumhuriyet’ten Barış Pehlivan İmamoğlu'na hapis cezası ve siyasi yasak kararı veren hâkim Mehdi Komşul'un AkParti Sancaktepe İl Yöneticisiyle poz verdiği, davanın savcısı Okudan'ın da AkParti Samsun/Canik Belediye Başkanı İbrahim Sandıkçı’nın yeğeni olduğuna dair fotoğrafları paylaştığı haberine dava savcısı Furkan Okudan'ın şahsının ‘onur, şeref ve saygınlığını zedeleyici’ olduğu gerekçesi ve talebi üzerine Sulh Ceza Hakimliği tarafından erişim yasağı getirildi.
Hakaret, kamu çalışanına görevinden dolayı olmadığı sürece şikayete bağlı suçtur. YSK üyeleri de şikayetçi değildir. Ancak kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret şikayete bağlı suç olmadığı için, savcı resen soruşturma başlatır. Soruşturma ve kovuşturma başlatılmasında sorun yok. Hakaret/eleştiri sınırındaki bir eylemden dolayı üst seviyeden ceza verilmez. En azından siyaset yasağı içeren bir ceza verilmez, verilirse önü, arkası, kolu, yakası araştırılır, tartışılır.
Bunun altından da Samsunlu adli merciler çıktı ya pes...Bu Samsun şehri hiç mi güzel şeylerle anılmayacak...