TBMM Başkanlığı’na A K Parti adayı, Milli Avunma Bakanı İsmet Yılmaz’ın seçilmesine kesin gözüyle bakılıyordu ve seçildi. Neden şaşırdınız? Perşembenin gelişi çarşambadan belli değil miydi? Ortak aday çıkarma konusunda bir anlaşma sağlanamayınca; son turda Ak Partinin adayının seçileceği açık ve seçikti.
CHP, TBMM Başkanlığına Deniz Deniz Baykal’ı, MHP ise, daha önce CHP’nin ‘çatı aday’ olarak cumhurbaşkanlığına aday gösterdiği, MHP milletvekili Mehmet Ekmeleddin İhsanoğlu’nu aday gösterdi. Seçim yapılana kadar adaylar üzerinde bir anlaşmaya varıldığına dair bir şey söylenmedi. Söylenseydi, bizim, dolayısıyla sizin de haberiniz olurdu. Böyle bir şey yazmadık.
İttifak yoksa, Ak Parti var
Ak Parti’den TBMM Başkanlığı’nı almanın yolu; CHP, MHP ve HDP’nin ittifak kurmasından veya tek adaya oy vermesinden geçiyordu. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, sonuna kadar kendi adaylarını destekleyeceklerini açıkladı. Bu durumda HDP, CHP’nin adayını desteklese de iki partinin oyları Ak Parti’den az olacağına göre; Deniz Baykal’ın seçilme şansı kalmadı. Geriye tek seçenek kaldı; MHP’nin adayı M.E.İhsanoğlu’nun desteklenmesi.
Ortak aday kim?
MHP’nin HDP ile hiçbir şekilde aynı hükümette olamayacağı Bahçeli tarafından söylendi. Buna rağmen başbakanlık konusunda bonkör davranan, başbakanlığı altın tepside MHP’ye sunan, olmayacak duaya ‘amin’ diyen CHP lideri Kılıçdaroğlu, konu TBMM Başkanlığı’na gelince; aynı bonkörlüğü göstermedi ve cimri davrandı. Daha önce Cumhurbaşkanı adayı gösterdiği, MHP’nin ortak; çatı adayı M.E. İhsanoğlu’nu, bu sefer TBMM Başkanlığı’na layık görmedi. Kazanamayacağını bildiği halde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la şaibeli bir şekilde görüşerek yola çıkan Deniz Baykal’ın adaylığında ısrar etti. Sizce Ak Parti’nin adayının seçilmesini Kılıçdaroğlu mu Bahçeli mi sağladı?
HDP’nin oyu ve güvenoyu
HDP’nin MHP’nin içinde olduğu bir hükümete güvenoyu vermesiyle, MHP’nin adayına oy vermesi; meclis başkanı seçtirmesi aynı şey değildir. Hükümeti desteklemek, zamanla değişkenlik gösterecek; sürdürülebilir veya sürdürülemez, her an vazgeçilebilir bir süreçtir. Adaya oy vermek; sadece oylamadan ibarettir ve iki sene geçerlidir, atılan ok gibi; geri dönüşü yoktur. Başkanlık seçimi, söylenilenlerin hayata geçirilmesi açsından CHP ve HDP için bir samimiyet testiydi.
CHP ve HDP’nin samimiyet testi
TBMM’deki başkanlık oylaması aynı zamanda MHP’ye önerilen Başbakanlığın samimi olup olmadığının da göstergesi olmuştur. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu başbakanlık teklifinde samimi ve söylemleriyle uygulamaları aynı olsaydı, Ak Parti adayının TBMM başkanı seçilmesini engellenirdi.
Klıçdaroğlu, üzüm yemeyi değil; bağcıyı dövmeyi tercih etti. Küçük ayak oyunlarıyla başarısızlığın faturasını Bahçeli ve Baykal’a kesmeye çalıştı. Törpüyü yalayan kedi, törpüyü kanattım zannetse de gerçekte kanayan törpü değil; kedinin dilidir. Baykal’ın meclis başkanlığı ve Bahçeli’nin başbakanlığı konusunda Kılıçdaroğlu’nun haklı veya samimi olup olmadığını, yağcı yardımcıları değil; zaman gösterecektir. Yeni çektiğiniz fotoğrafta detayları göremeyebilirsiniz.