HDP, IŞİD’in Kobani’ de gerçekleştirdiği katliamın ardından, Türkiye’yi ‘Terörist Ülke’ konumuna sokmaya çalışıyor, geçen yıl 6-7-8 Ekim’de PKK’nın güneydoğuda yaptığı katliamın tekrarlanması çağrısı yapıyor. Bu durum ‘çözüm sürecinin’ ve HDP’nin yeniden değerlendirilmesine neden oluyor.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, ‘Bizim ‘koalisyon için’ kırmızıçizgimiz yok’ dese de Türkiye’nin çözülmesi, bölünmesi ve dağılmasına gidecek her türlü projeye karşı olduklarını söyleyerek, koalisyon tartışmaları öncesinde renksiz de olsa, MHP ile çizgilerinin aynı olduğunu belirtmiş oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da Suriye’nin kuzeyinde bir Kürt Devleti kurulmasına asla müsaade etmeyeceğiz diyerek MHP’nin kırmızıçizgilerini onaylamış oldu. Ak parti – MHP koalisyonunun önündeki ‘Çözüm süreci’ sorunu aşılmış oldu.
KURTULMUŞ: Milliyetçi Hareket Partisi'nin, sürecin işleyişine ilişkin adımlara eleştirileri olabilir, o ayrı bir şey. Türkiye'nin dağılması parçalanması değil; Türkiye'nin bütünleşmesine aracı olacak bir proje olarak bunun sürdürülmesi ve nihayetlendirilmesi gerekiyor.
Suriye’de Kürt Devleti’ne asla izin yok
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Buradan tüm milletime sesleniyorum, tüm dünyaya sesleniyorum; Suriye’nin kuzeyinde, güneyimizde bir devlet kurulmasına asla müsaade etmeyeceğiz. Bunun bilinmesini istiyorum. Bedeli ne olursa olsun bu konudaki mücadelemizi sürdüreceğiz. Sınırlarımızın güneyinden başlayan bir Kürt Devleti’nin kurulmasına katkı sağlayan Sayın Erdoğan ve onun yönetimindeki T.C.Devleti oldu.
Projenin gereği olarak, Türk ordusu sınıra dayandırıldı, Peşmerge yasal ordu olmadığı halde kanunsuz olarak ağır silahlarla Türkiye üzerinden Kobani’ye sokuldu. Rusya Devlet Başkanı Putin bile defalarca uyardı; ‘Evi camdan olan komşunun camına taş atmamalı; Suriye’nin bölünmesi Türkiye’nin bölünmesine gider’ dedi. Ulusal ve de uluslararası ölçekte yapılan yanlışlıklar, Davutoğlu’nun stratejisiz; sığ politikaları,uzun deneme, yanılmalardan sonra Sayın Erdoğan’ı da Ak Parti’y de MHP çizgisine getirdi. Şimdi ise Türk ordusunun doğrudan Suriye’ye müdahalesi isteniyor. Kimin işine yarayacağı öngörülmeyen bir savaşa girmeden önce yeni Genel Kurmay Başkanı belirlenmeli, yeni hükümet kurulmalı,
Bahçeli’nin koalisyon şartları
MHP Genel Başkanı Devlet bahçeli, Ak Parti ile ilgili koalisyon için 4 şart ileri sürmüştü.
1) Çözüm süreci bitecek
Sayın Erdoğan seçim öncesi ‘süreci’ bitirmişti. Verilebileceklerin verildiğini, bundan ötesinin bağımsızlık olduğunu, bunun da mümkün olmadığını, Irak’ta iş işten geçse de; ne Türkiye’de ne de Suriye’de bir Kürt devletinin kurulmasına izin verilmeyeceğini söyledi. Bahçeli’nin başta söylediği yere, sonun da Erdoğan da geldi. Böylece en önemli sorun aşılmış oldu.
2) 17-25 Aralık yolsuzluk dosyaları açılacak
4 bakanın Yüce divan’a gidip gitmeyeceğine hükümet değil; TBMM zorunlu gizli oylamayla karar vereceğinden bu durum hükümetin değil; TBMM’nin sorunudur. (MHP Koalisyon hükümeti döneminde idama karşı çıktığı halde, MHP dışındaki vekillerin oylarıyla idamın kaldırılması gibi, Ak Parti dışındaki milletvekillerinin oylarıyla bakanlar yüce Divan’a gider)
Sayın Erdoğan’la ilgili 25 Aralık dosyası; Cumhurbaşkanı vatana ihanetten başka suçtan yargılanamayacağına göre; dosya rafa kaldırılır...
3) Cumhurbaşkanı’nın anayasal sınırlara çekilmesi; Sayın Erdoğan ‘ben zaten o sınırdayım, anayasal yetkimi kullanıyorum’ diyor. Bunu da sınırlamak hükümetin değil yasama organı TBMM’nin ve yargının görevi. TBMM ilgili yasaları çıkarır, gerekli kısıtlamaları yaparsa bu da hükümet krizine neden olmadan çözülür.
4)Sayın Erdoğan Saray’dan Çankaya’ya geçmesi. Tek sorun burada. Başbakan kalmakta ısrar eder. Anıtlar Kurulu, Kültür varlıkları Kurulu derken mahkemeler Saray’ı kaçak olmaktan çıkarır.
‘Altın klozet ve avizeler’ sökülür Kılıçdaroğlu başkanlığında bir heyet tarafından inceleme yapılarak, maliyet düşürülürse, ortak bir çözüm bulunur. Aksi durumda Cumhurbaşkanı Köşk’te mi Saray’da mı otursun diye hükümet yıkılırsa, seçmen sarayı da köşkü de birilerinin başına yıkar. Bunu da kimse göze alamaz.