Samsun’da bir kuyumcunun kasasından 3 milyon 800 bin lira çalındı. Şüpheliler yakalandı. Bu tür olayların Türkiye genelinde sıkça olduğunu, bu konuda dikkatli olunmasını; nelerin yapılması gerektiğini 7 Şabat 2015'te bu köşede yazdım. 'Malını koru hırsızın başını belaya sokma' anlamında uyarılarda bulundum. O yazım ilgili tarafından okunsaydı bu olay olmayabilir, milyonluk soygun engellenebilirdi.
Maalsesef yanmadan yakıcıyı, zehirlenmeden zehirliyi, boğulma tehlikesi geçirmeden derinliği öğrenemiyoruz. Okumuyoruz veya okuduğumuza inanmıyoruz, yaşananlardan da ibret almıyoruz.Herkes, bizzat kendisinin yaşamadığını yok sayıyor veya 'Benim başıma gelmez' diyor.Faydalıyı yetiştirmek, zararlıyı engellemek gerekir.
Göz olanı akıl olacağı görür. Adeta geliyorum diyen hırsızlıktan iki ay önceki 'Yoksulluk yolsuzluğu tetikledi' başlıklı yazım.
Yoksulluk yolsuzluğu ve hırsızlığı tetikledi
07 Şubat 2015 HEDEF HALK
Çalıştıkları kuruluşun muhasebecileri, günlük hasılatını alarak ortadan kaybolunca, birçok zincir mağazanın ve de kamu kuruluşunun muhasebe müdürleri ve kasiyerleri büyüteç altına alındı. Bölge ve il müdürlerinden muhasebecilerini dikkatle izlenmesi, kurumun parasını toplayanların ekonomik durumlarının yakından takip etmesi istendi. Zimmet ve olası yolsuzluklarla ilgili öngörülü olunması; önceden tedbir alınması, güven oluşturmayanların görevden uzaklaştırılmasıyla ilgili hizmet içi eğitim çalışmaları sürerken, bir zincir mağaza kasiyeri ve de bir kamu kuruluşu veznedarının günlük hasılatı zimmetine geçirdiği ortaya çıktı.
Parayı zimmetine geçirdiklerinin anlaşılacağı, yakalanacakları, paraların geri alınacağı aşikar olduğu halde, maaşlarının on katı kadar bile olmayan paraları zimmetlerine geçirmeyi göze almaları, belki de zorunda kalmaları, paraları almaktan daha da vahim.
Zincir mağazalar, kamu kuruluşları, bankalar parayla işi olanları alırken veya çalıştırırken iki kere düşünmek zorunda kalıyor. Bazı kurumlar başka rizikoları göze alarak, kuruluşta toplanan hasılatın iştah kabartacak miktara ulaşmadan güvenlik altına alınmasının yollarını arıyor. Günlük teslim yerine, yarım günlük teslim gibi.
Pankreas salgısı açlığa, açlık yemeye neden oluyor. Yeme de yeni salgının daha fazla üretimini tetikliyor. Yedikçe salgı artıyor, salgı arttıkça daha çok yeniyor. Daha çok yendikçe açlığa neden olan salgı daha çok üretiliyor.
Yolsuzluk ve yoksulluk ilişkisinde de aynı döngü görülüyor. Yolsuzluk yoksulluğu, yoksulluk da yolsuzluğu doğuruyor. Geniş kitlelerin kaynakları mutlu azınlığa dağıtılınca, kitleler geçim sıkıntısına düşüyor. Mutlu azınlığın yasal yolla yaptığı yolsuzluğu, geçim sıkıntısı içerisine düşenler yasa dışı yollarla yapıyor. Böylece yolsuzluklar yoksulluğa, yoksulluklar da yolsuzluğa neden oluyor.