Konumuz, arsasından tükettiği elektriğine, avizesinden bardağına kadar tartışma konusu olan Cumhurbaşkanlığı sarayı değil; yeterli hizmet veremediği için modernleştirilen, Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç’ın ‘Adliye sarayları yaptık, ama adalet bulamıyoruz’ dediği adliye sarayları. Bu saraylarda dava takip etmek, tuhaf olayların yaşandığı korku tünellerinde dolaşmaktan daha tehlikeli ve zor. Adalet olsun da gecekonduda olsun. İnsanlara saray değil; adalet gerekli. Muhteşem binalar, ihtişamlı lambalara rağmen, Sinoplu Diyojen’nin karanlıkta fenerle adalet aradığı gibi; vatandaş da her taraftan farklı darbeler yediği, karanlık dehlizlerde; korku tünellerinde adaleti arıyor.
Adaletin astarı yüzünden pahalı
Mahkemelerin adaleti sağlamak için aldığı harç ve diğer masraflar nedeniyle sağlanmayan adaletin astarı yüzünden pahalıya geliyor. Hakkın kadar değil; paran kadar adalet alabiliyorsun. Vatandaş 500 L tutarında senet veya çek vermiş ve zamanında ödeyememiş. Cebinde parası olsa icralık olmaz, yok ki olmuş. Alacaklının da ihtiyacı olmasa icraya vermez; ihtiyacı varmış ki vermiş. Şimdi iki tarafın başına gelenleri görelim. Alacaklının dava açabilmek için, borçlunun da davayı kaybetmesi durumunda borcunun yanında ödeyeceği harç ve diğer giderler:
Başvuru, Peşin, Vekaletname, Tahsil, Cezaevi olmak üzere 5 çeşit harç, Vekaletname pulu, Teb. Masrafı, Dosya gideri, Çek Tazminatı, Komisyon Masrafı, Yasal Vekalet Ücreti. Hepsi bu kadar mı?
Hayır devam ediyor; Haciz memuru Yolluğu, ATGV Ulaşım Ücreti, Banka Haciz Müzekkere Tebligat Masrafı, Yediemin Ücreti, Taşıyıcı ve Nakliye Ücreti, Satış Masrafı, KDV, Tellaliye Masrafı. Bankada müşterinin telefonu olduğu halde, telefonla arama yerine notere 100 - 150 L tutarında İhtar veya Protesto masrafı.
Kurt, kuzuya padişah olsa yapmaz
Yorulup da alacağınızdan vazgeçmezseniz, alacaklı olarak bu ücretleri ödeyeceksiniz ki dava açabilesiniz. Davayı kazanamazsanız bu kadar daha para kaybedeceksiniz, kazanırsanız, borcunu ödeyemeyen borçlu, borcunun üstüne, borcu katlayan tüm bu masrafları da ödeyecek.
Bunu verince bitecek mi? Hayır, toplam üzerinde bir de devlete vergi ödeyecek? Yanlış okumadınız, ürün veya hayal ihraç edenin, para kazananın ödemediği vergiyi de icralık olan ödeyecek. Yatırdığı her para borçtan düşmeyecek, önemli bir kısmı vergi olarak kesildikten sonra kalan borçtan düşülecek. Devlet, dara, zora düşmüş bu insanların sırtından para kazanıyor. Borçlunun evine eşyalarını haciz için icra memuru, hamal, itirazı engellemek için polis, kapıyı açmak için çilingir gönderiyor ve tahsilat yapıyor.
Tüm okulların müdürleri idarecileri görevinden alınıyor. Mahkeme alma kararını hukuksuz buluyor, yürütmeyi duruyor, gel gör ki kimse görevine iade edilmiyor. Bu sefer mahkeme kararları uygulanmıyor. Ne mizah, ne de karamizah. Uygulama bu. Kurt kuzuya padişah olsa, bu kadar adaletsiz davranmaz.
YEDAŞ, SAMGAZ, SASKİ mağdur ediyor
Elektrik dağıtım şirketlerinin dağıttıkları elektriğin ücretinden başka ücret alamayacağına dair Yargıtay’ın kararı var. Bu karar da umuma şamil; herkesi kapsar niteliktedir. Bu karar rağmen, her faturanın üçte biri tutarında ek ücret alınıyor. Vatandaşın lehine olunca, bu saraylarda verilen kararın gereği yapılmıyor.
Elektrik, su, gaz abonelerinin kuruluşlarda en az 250 L depozitoları olmasına rağmen, 50 L tutarındaki faturalar zamanında ödenmediği için, elektrik, su ve gazları kesiliyor, bu sürede aboneler mağdur oluyor, bu da yetmiyor, fatura tutarına yakın açma kapama ücreti de alınıyor. Bu nasıl adalet?