Şimdiki Cumhurbaşkanı Eski Başbakan Erdoğan’ın, Ermeni açılımını eleştirenMHP lideri Devlet Bahçeli’ye ‘Bize iftira atanlar, merhum liderlerinin farklı otellerde ne yaptığına baksınlar’ demişti. Soykırım iddialarına Papa ve AB’den destek bulan Ermenistan’la Türkeş ne görüşmüştü? Ankara’da Küçükesat’ta başlayıp Paris’e uzanan bir dizi görüşmede neler ele alınmış nasıl karara bağlanmış? Bir bakalım.
Yıl 1993
Başta Azerbaycan olmak üzere tüm Türk dünyasında özel bir yeri olan Rahmetli Alparslan Türkeş bu dönemde Ermenistan Cumhur Başkanı Levon Ter- Petrosyan ile Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin’in bilgisi altında yanında oğlu Tuğrul Türkeş, Cefi Kamhi ve Türkiye’nin Fransa Büyükelçisi Tanşuğ Bleda olduğu halde ikisi Parist’te Crillon otelinde olmak üzere birçok kez görüştü.
Levon Ter-Petrosyan,abisi Telman, Ermenistan Dışişleri Bakanı Papazyan, Petrosyan’ın siyasi danışmanları ve zaman, zaman da işadamı Samson Özarat’ın katıldığı bu toplantılar sonucu aşağıdaki konularda anlaşıldı.
Mutabakat metni
-Azeri Ermeni savaşının derhal durdurulması
-Ermenilerin işgal ettiği Azerbaycan topraklarından derhal çekilmesi,
-Esir konusunun çözülmesi (Karşılıklı iade)
-Sözde soykırım iddialarından vazgeçilmesi,
-Sınırların tanınması, Türkiye’den toprak ve tazminat talebinden vazgeçilmesi
-1. Dünya savaşı öncesi; dostluk dönemine geri dönülmesi, acıların beraber sarılması, bir anıt dikilecekse bu anıtın iki tarafın acılarını yansıtması,
-Oto ve demiryoluyla Ermenistan önce Türkiye’ye sonra tüm Kafkasya’ya bağlanması , enerji koridoru oluşturulması (Trans Kafkasya)
- PKK’ya karşı çıkılması,
-
TÜRKEŞ, İYİ NİYET JESTİ OLARAK, esirlerin karşılıklı serbest bırakılmasını sağlamak üzere, derhal Erivan’a gidip hem Ermenistan’ı ziyaret etmeyi hem de Azeri esirleri alıp aynı gün aynı uçakla Bakü’ye geçmeyi planlıyordu. Ermenistan’nın açlıkla karşı karşıya kalmaması için tek çözüm yolu Türkiye’ye açılması idi, bunu da Ermenistan hiçbir kayıt ve şart ileri sürmeden kabul ediyordu.
Ter - Petrosyan ‘Benim durumum Elçibey’inkinden daha zor, önerilerinizi değerlendirelim’ dedikten sonra saray darbesi ve ölüm tehditleriyle istifaya zorlandı., Ermenistan parlamentosuna silahlı baskın yapıldı. Diğer taraftan Taşnak Partisi yeni saldırılar düzenleyerek Ter-Petrosyan’ın işini zora soktu. Anlaşma hayata geçirilemeden seçim geldi.
ABD ve AB de seçim sürecine Ter-Petrosyan aleyhinde müdahale etti. Halk Levon Ter-Petrosyan yanlısı oy kullanırken sandıktan karşıtları çıktı. Rusya’dan ayrıldığı için Rusya da eski desteğini Ermenistan’dan çekti, buğday vermeyi kesti. Yeni yönetimler Türkeş’in şartlarını kabul etmeyince, Ermenistan bölgede yalnız kaldı. Gelişen iç muhalefeti bastırmak amacıyla, 1999’da parlamentoya otomatik silahlı baskın yapıldı, başbakan, parlamento başkanı, bakan ve milletvekillerinden 8 kişi öldürüldü.
Bu durumun sonucu olarak da giderek derinleşen ekonomik kriz ve açlık sonucu ülke nüfusu Ermenistan’ı terk etmeye başladı. Yurt dışına çıkış yasaklandı, çünkü giden geri gelmedi. Aç, ekmeğe muhtaç, 3,5 milyonluk Ermenistan bugün nasıl oluyor da Türkiye’ye kafa tutuyor?
ABD Başkanı Ronald Reagan’ın hukuk danışmanlığını yapan Bruce Fein, sözde Ermeni soykırımı iddialarının Beyaz Saray tarafından araştırıldığını ve iddiaların asılsız olduğunun belgelendiğini belirtirken, dünya kaynakları ve tarihçileri 1915’te de 1992’de de Ermenilerin soykırım yaptığını söylüyor.
Ancak Türkiye’yi yönetenler suçluluk psikozuyla hareket ederek Ermenistan’ın küstahlaşmasına ve batıda destek bulmasına katkı sağlıyor. Hükümetin ‘Ermeni Açılımı’yla Ermenistan’a verdiği tavizlere karşın Türkeş’in görüşüp, karara bağladığı konular ortada. Sadece konular ortak, içerik ve sonuçlar bambaşka. Araca binmekle gideceğiniz yere giden araca binmek aynı şey değil.
Karabağ Kara Kader
1992 25 Şubat gecesi iki bin kişilik Ermenistan birliği Hocaali kasabasına giriyor, 623 kişiyi katlediyor, 1273 kişiyi esir alıyor, sonrasında tüm Dağlık Karabağ’ı işgal ediyor. Bu işgalde büyük bir çoğunluğu sivil Azeriler olmak üzere 30 bin kişi hayatını kaybediyor. Batılı kaynaklara göre 600 bin, Azeri kaynaklara göre 2 milyon Azeri yurtlarından ediliyor; çoğunluğu Bakü’de olmak üzere evsiz, yurtsuz yaşamak zorunda bırakılıyor. İki yıl süren savaşın ortasında savaşa son vermek ve yaraları sarmak üzere Merhum Alparslan Türkeş bu görüşmeleri yapıyor.
‘Hala nefes alan 10 yaşındaki kız çocuğunu cesetlerin üstüne fırlattı’
Hocalı Katliamı vahşetini yaşayan Ermeni gazeteci Daud Kheriyan, o gün yaşananları böyle aktarıyor: ‘Gaflan denen ve ölülerin yakılmasıyla görevli Ermeni grup, Hocalı Kasabası’nın 1 kilometre batısında bir yere 2 mart günü 100 Azeri ölüsünü getirip yığdı. Son kamyonda 10 yaşında bir kız çocuğu gördüm. Başından ve elinden yaralıydı. Yüzü morarmıştı. Soğuğa, açlığa ve yaralarına rağmen hala yaşıyordu. Çok az nefes alabiliyordu. Gözlerini ölüm korkusu sarmıştı. O sırada Tigranyan isimli bir asker onu tuttuğu gibi öteki cesetlerin üstüne fırlattı, sonra tüm cesetleri yaktılar. Bana sanki yanmakta olan ölü bedenler arasından bir çığlık işittim gibi geldi. Yapabileceğim bir şey yoktu’