AKP Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, ‘AK Parti 7 Haziran’da tek başına iktidar olmazsa,8 Haziran’da istifa edeceğim’ derken, Cumhurbaşkanı R.T.Erdoğan ise tek başına iktidarı yeterli görmemiş 400 vekil istedi ve birlikte Türkiye’yi karış karış dolaşarak Ak Parti’ye oy istediler. Ak parti birinci parti oldu, ama tek başına hükümet kuracak çoğunluğu sağlayamadı. Davutoğlu istifa açıklaması yerine, ‘AK Parti bir kez daha destan yazmıştır’ dedi. Seçim öncesi yanıltıcı, yüksek anketler gibi; seçim sonuçları da Sayın Davutoğlu’na yanlış bildirilmiş ve Ak Parti tek başına iktidar olmuş gibi esti gürledi.
Bir öğrenci düşünün özel ders alıyor, sınavlarda yardım görüyor, sınavlardan önce soruları aldığı oluyor, buna rağmen yüksek not alamayınca şişirme not veriliyor, bunun sonucu olarak da okulunda birincisi oluyor, ama üniversite sınavını kazanamıyor. Bu öğrenci başarılı mı değil mi?
Ak parti’ye oy veren seçmen seçim sonrası oluşan Türkiye haritasına bakınca, ‘herkes hükümeti, hükümet de bizi aldattı’ demekten kendini alamadı. Doğu ve güneydoğunun boydan boya HDP/PKK’nın eline geçmesini hiçbir seçmenin hazmedemediği gibi; Ak Partili seçmen de hazmedemedi...Sadece Ak Parti’nin doğu ve güneydoğu politikası değil; milli güvenlik ve bütünlük de çöktü.
‘Muhalefet yanlış politikaları sonucu doğu ve güneydoğuya gidemiyor’ diyordu hem Cumhurbaşkanı hem de Başbakan. Özellikle Bahçeli’ye ağır hakaret ediliyor, ‘git de göreyim’ deniliyordu. Önce MHP’nin sonra CHP’nin güneydoğuya gitmesi engellendi, gelinen noktada Ak Parti de güneydoğuyu terk etmek zorunda kaldı. Ak Parti’nin mecliste çoğunluğu sağlayamamasının sebebi HDP’nin doğu ve güneydoğuda silahlı, batıda siyasi propaganda yapmasıdır. Bunu engellemek, iktidarı elinde bulunduranların vazgeçilmez görevi olduğu halde, sadece şikayet etmek ve ağır yenilgiye başka mazeretler aramakla yetinildi.
Güneydoğuda kaybedilen Samsun’da aranırsa bulunamaz. Kaybedilen kaybedildiği yerde aranırsa bulunur. Güneydoğuda güvenlik sağlanmadan artık Ak Parti de oralarda barınamaz. 'Yeni Türkiye' bu oldu.
Olayları akıl gözüyle önceden görenler ‘komplo teorisi üretmekle’ suçlandı. ‘Al şu parayı, amcalara küfret’ denilen çocuklar gibi çalışan ve yüksek para alan gazeteciler ve moderatörlere itibar edildi. Valisinden imamına kadar herkes seferber edilerek alınan sonuç budur. ‘Keşke şunu da yapsaydık’ denilecek bir şey kalmamıştır.
İradeyle atılan oy, yaydan çıkan ok gibidir geri gelmez. Seçmen zarını atmış, kozunu masaya, mermisini namluya sürmüştür .Bugüne kadar erken seçimden korkan muhalefet partileri artık cesaretlenmiş, amatörlüklerini üzerlerinden atmış ve erken seçimden eskisi korkacakları bir durum kalmamıştır. Ak Parti’yle koalisyona sıcak bakmamalarının sebebi de budur. Ak Parti ve HDP’nin aldığı sonuçlara muhalefetin etkin bir katkısı olmamıştır. Her iki parti de yaptıkları veya yapmadıklarıyla bu sonuçları almıştır. Bu nedenle hangi tarihte olursa olsun, hangi çalışma yapılırsa yapılsın, yanlışlıkların faturası birilerine kesilmeden, artık Ak Parti bu konumunu koruyamaz. 'Yeni Türkiye' sloganıyla çıkılan yol, 'Yeni partiyle' sonuçlanmıştır.
Erken seçimde hükümetin söyleyeceği yeni bir şey olmamasının yanında, seçim çalışmaları da artık eskisi yapılamayacak. Bu durum diğer partilerdeki iç hesaplaşmayı engelliyor. Eğer istifa etmezse Davutoğlu, ederse yerine geçen hükümeti kuramazsa, Kılıçdaroğlu deneyecektir. Böylece her türlü alternatif denenmiş olacak sıra azınlık hükümetine gelecek, o da olmazsa erken seçime gidilecek. Uyumlu bir koalisyon kurulacağına seçimlerin zamanında yapılacağına inanıyorum. Bunun için Ak Parti’ye çok iş düşüyor ve bu işleri yapmak zorunda.