Son din olarak indirilmiş olan İslam Dinin kitabı Kur’an’ın ilk ayetinde “OKU” Denmesine rağmen, İslam Dinini benimsemiş İslam Dünyası anlaşılmaz bir şekilde eğitimsizliğe teslim olmuştur.
Bu nedenle de dünyanın en önemli enerji kaynağı petrol yataklarına sahip eğitimsiz İslam Dünyası, sömürgeci ülkelerin at koşturduğu ülkeler haline getirilmiştir.
Osmanlı İmparatorluğu’nun zayıflaması sonrası sömürgeci ülkelerin kışkırtması ile başlayan kargaşa bölgede hala devam etmektedir. Şeriat düzeninden çıkarak laik demokratik sistemlerini kuramayan bu devletler, önceleri İngiltere ve Fransa başta olmak üzere Avrupa devletlerinin sömürü alanı olmuştur.
Amerika’nın tek büyük haline gelmesinden sonra bölgenin tek hâkimi Amerika olmuş ve bölgenin kaymağını yemeye başlamış, diğer Avrupa ülkeleri de Amerika’nın izin verdiği ölçüde kalan pastadan pay almayı sürdürmüşlerdir.
Büyük Orta Doğu Projesiyle bu bölge ülkelerine demokrasi getirme iddiası ile Irak, Mısır, Libya’da yönetimler kanlı bir şekilde devrilmiştir. Bu ülkelerde kadın çocuk demeden yüzbinlerce Müslüman öldürülüp, kadın ve kızlara tecavüz edilirken, ülkemiz de dâhil diğer Müslüman ülkeler sadece seyretmiştir.
Şimdi, bu ülkeler kardeş kavgası olan iç savaşlarla boğuşuyor. Kentler yakıldı, yıkıldı. Sıra Suriye’ye gelince işler karıştı. Suriye’nin dirençli çıkması ile Suriye’de ki Esat rejimi yıkılamadı. Şimdi Amerika yeni bir senaryoyu devreye sokarak Suriye’de Esat Rejimini ayakta tutmanın hesaplarını yapmaya başladı.
Son günlerde bu kez de Yemen karıştı. Yemen’de hâkimiyet kurmaya çalışan Şii yanlılarına karşı Sünniliğin kalesi Suudi Arabistan diğer Sünni Arap Ülkeleri ile birlikte askeri müdahalede bulundu. Bu kez de, Müslümanın Müslümanı öldürdüğü bir kanlı savaş da Yemen’de sürüyor.
Bu olanların akıl alacak bir yanı var mı? Ne yazık ki, kaybedenlerin tamamı İslam ülkeleridir. Kazanan ise, her ortamda “Kazan- kazanı “ Oynayan Amerika ve O’nun yandaşı sömürgeci ülkelerdir.
Biraz gerilere giderek yaşananları hatırlayacak olursak, Amerika’nın Irak’a müdahalesine karşı çıkan Ecevit Başkanlığında ki Koalisyonun nasıl darmadağın edildiğini hatırlarız.
Ardından iktidara gelen AKP döneminde, Türkiye’ye de BOP Projesinin Eşbaşkanı payesi verilerek Orta Doğu’nun Amerika’nın çıkarları doğrultusunda yeniden yapılandırılmasının günahına ortak edildi.
O dönemde, TBMM getirilen ve Amerikan askerlerine Türk topraklarını kullanabilme izni verilmesine olanak veren “TESKERE’NİN” reddedilmesinin faturasını Türk Ordusuna çıkartan ABD ve O’nun Türkiye’de ki destekçisi bir Cemaatin başlattığı “Ergenekon” Gibi bir dizi kurgulama davalar ile Türk Ordusu çökertildi, birçok aydın cezaevlerine tıkıldı.
Çıkarları doğrultusunda hiçbir ince kurgudan kaçınmayan Amerika’nın, Afganistan’da ki operasyonları sırasında ortaya çıkan “El-Kaide” Gibi yeni güç odakları yaratma projeleri, Ortadoğu’da ortaya çıkan “İŞİD” ve benzeri terör örgütleri ile devam ediyor.
********************************************
OYNANAN OYUNUN TEMELİSİLAH TİCARETİDİR.
Amerika dünyanın en çok silah üreten ülkesidir. Hatta Amerikan ekonomisinin bel kemiğini, silah sanayisi ve silah satışlarının oluşturduğu bilinen bir gerçektir.
Bu nedenle, Dünyanın barış içerisinde yaşaması Amerika ve diğer sömürgeci ülkelerin işine gelmez. Son yıllarda Amerikan ekonomisinin ciddi bir dar boğaza girdiği de bilinen bir diğer gerçektir. Çözüm ise, kendi sınırlarının çok ötesinde ki ülkelerde çıkartılacak savaşlarda taraflara silah satmaktır. Ne kadar çok ülkede savaş olursa ve ne kadar çok silahlı örgüt kurulursa, o kadar çok silah satılacak demektir.
İşte bugün oynanan oyunun özeti budur.
Üzülerek söylemek gerekirse, çok şükür henüz askeri anlamda bu savaşların içinde olmayan ülkemizde bu süreçte çok ciddi zararlar görmüştür.
Çok büyük yatırımlarımızın olduğu Libya pazarı kaybedilmiştir. Sınırlı da olsa, artık Mısır’la olan ticari ilişkilerimiz sonlanmıştır. En uzun sınıra sahip olduğumuz Suriye ile kötü olan biz olduğumuz için Güneydoğu Anadolu Bölgemizin ticareti çok büyük zarar görmüştür.
Yürütülen dış politikamızı günün değişen şartlarına göre revize edemediğimiz için dün bölgemizde laik devlet düzenimizle İslam dünyasın da örnek gösterilen abi rolümüzü de kaybettik. Tüm komşularımız ile sorunlu hale geldik.
Toplumun içeriğini ve neyi getirip götüreceğini çok bilemediği bir çözüm süreci uğruna, askerimizin yapacağı askeri müdahaleler dahi Valilerin iznine bağlandığı içler acısı bir dönemden geçiyoruz.
Nitekim önceki gün ağır silahlarla bölgede ki Türk askerlerine ateş açan PKK militanlarına karşı Türk askerine Hakkâri Valisi müdahale izni vermemiştir.
Türk Ordusu’nun içerisine düşürüldüğü bu durum bile, Türkiye’nin içerisine düştüğü durumu açıklamaya yeter sanıyorum.
Yemen’de ki olaylar için istihbarat ve lojistik desteği vereceğimizi, TBMM’ni toplayarak oradan çıkacak karar doğrultusunda Hükümet adına Sayın Başbakan’ın açıklaması gerekirken, Sayın Cumhurbaşkanı’nın kendi başına açıklama yapması, iktidarda ki hükümet adına üzüntü vericidir.
Umarım, Türkiye geçtiği bu süreçten umulmadık ve beklenmedik zararlar görerek çıkmaz.
Umarım, Ülkemizi diğer İslam ülkelerinden farklı ve üstün kılan, Laik ve Çağdaş Hukuk ekseninde ki yönetim biçimimizin değerini ve korumasını biliriz.
Güzel ve sorunsuz bir hafta dileğiyle..