Bu sorunların daha iyi anlaşılabilmesi için konuya Samsunspor’un şirketleşme süreci ile başlamak gerekir.
Çünkü bu sorunların başlangıç noktası, hatta 1. si bu şirketleşme sürecinde yapılan yanlışlardır.
İşte bu yanlışlar; 1.
Bilindiği gibi Samsunspor yaşadığı ekonomik sıkıntılar ve borcun 50-55 milyona ulaşması sonucu görev alacak yönetim çıkmaması üzerine, tarihin de ilk kez Samsunlulara çok büyük bir ayıp yaşatacak olan Kayyum Yönetimine devredilmişti.
Ne var ki, Kayyum Yönetimi dönemi de çözüm olmamış ve Samsunspor yine tarihinde ilk kez 2. Lig’e düşmüştü.
İşte böyle bir ortam da, geçmiş dönemler de kent bileşenlerinden de hiçbir destek almadan Samsunspor’a en başarılı dönemlerini yaşatmış olan İsmail Uyanık’tan gelen bir açıklama ile tüm Samsunspor taraftarlarını yeni bir umut ve heyecan sarıyordu.
İsmail Uyanık, Samsunlu bir iş insanı ile Samsun’a gelerek şirketleştirilmesi şartı ile Samsunspor yönetimini devralacaklarını duyuruyordu.
Bu gelişmelerden sonra 03.06.2018'de yapılan Genel Kurul’da alınan şirketleşme kararı sonrası İsmail Uyanık Başkanlığında bir ekip Samsunspor’un şirketleştirilme sürecini de yürütmesi görevi ile yönetimi devralıyordu.
Ancak, Samsunspor Derneği’nin de içinde olacağı ve belli oranda hissesinin de olacağı bir şirketleşme düşünülürken, Samsunspor’un borçları ile birlikte Yüksel Yıldırım’ın ve kendi şirketi Yılport AŞ ile İsmail Uyanık’ın da ortağı olduğu “Samsunspor Yılport AŞ” adı ile kurulan Şirkete devredildiği anlaşılıyordu.
Oysa bu şirketleşme sürecinde, Başkanlığını yaptığım Danışma Kurulu ve Samsunspor Divan Başkanlık Kurulu olarak İsmail Uyanık Yönetimine sunduğumuz ve şirketleşmenin olmazsa olmaz 14 maddeden oluşan öneri paketinin Samsunspor Derneği’nin de %9 hisse payı ile şirket bünyesinde ortak olması maddesinin kabul edilmediği şirketleşmesinin onaylanacağı Genel Kurul öncesi anlaşılmıştı. Bunu görünce Genel Kurulda söz alarak bu on dört maddeyi okuyarak zapta geçirtmiş ve Genel Kurulu uyarmıştım.
Ne var ki, Samsunspor’un 55-60 milyon civarında borcunun kurulan şirket tarafından devralınacak olması ve Samsunspor’da artık ekonomik sıkıntı olmayacağı düşüncesi ile o gün bunlar dikkate dahi alınmadı.
Sonra ki süreçte, İsmail Uyanık Samsunspor Yılport AŞ ortaklığından ayrılırken, açıklanması zor bir kararla hisselerini de Yüksel Yıldırım ve aile fertlerinin sahibi durumuna geldiği şirkete devretmişti.
Bundan sonra ki süreçlerde Samsun kentinin en önemli markası Samsunspor hakkında doğruları ve yanlışları ile artık tek karar verici Sayın YÜKSEL YILDIRIM’DI.
Hepimizin bildiği sonra ki gelişmelere değinmeyeceğim.
Bunları da o dönemlerde yaşanan acıların unutulmaması için yazdım.
***************************
2. Yanlış; Sportif Başarısızlık ve nedenleri;
İsmail Uyanık’ın şirket ortaklığından ve Samsunspor Başkanlığından ayrılması sonrası Samsunspor 1. Lig’e çıkma başarısını gösteriyordu. Ne var ki 1. Lig’de ki ilk sezonda Ertuğrul Sağlam yönetiminde alınan 70 puana rağmen son beş hafta da yapılan akıl almaz teknik adam ve yönetim hataları sonucu averajla Süper Lig kapısından dönüyor ve fatura Ertuğrul Sağlam’a ve takımda ki futbolculara kesiliyordu.
Sonra ki sezona yeni bir teknik direktör ve tamamı yenilenmiş bir kadro ile giriliyor ve çok daha az puan alabilen Samsunspor, Play-Off grubuna dahi kalamıyordu.
Bu sezona da iki futbolcu hariç takım dağıtılıyor ve yeni bir teknik direktör ve 19 tane çok pahalı yeni transfer edilen futbolcu ile başlanıyor ve 5. Haftanın sonunda yaşanan büyük başarısızlık nedeniyle, son teknik direktör de gönderiliyordu.
Sevgili Samsunspor sevdalıları, keşke Samsunspor’da ki sorun, teknik adamı göndererek çözülebilecek kadar basit olsaydı... Sorun çok daha derindir.
Bu sezon alınan oyuncuların geçmişleri de öyle abartıldığı kadar çok parlak değildir. Gerek TFF ve gerekse Transfer Market sitesinde alınan oyuncuların verileri incelenirse, gerçek kaliteleri görülecektir. Çok para verince alınan oyuncu, iyi demek olsaydı keşke…
Bu işte çok büyük belirsizlikler ve anlaşılamayan noktalar var. Çok para harcayarak başarı gelmeyeceği gibi her parası olanın da kulüp başkanlığını "iyi yapar" diye bir kural yoktur.Nitekim Fenerbahçe’de ki Ali Koç fiyaskosu da, bunu kanıtlıyor.
Eğer çok pahalı ve adı şişirilmiş futbolcuları almak yerine,takımın iskeleti korunarak akıllı bir kadro yapılsaydı, yan yana oynayabilecek ve takım oyununa uyum sağlayacak oyuncuları almak akıl edilebilseydi, bugün bu sorunlar yaşanmazdı.
Her biri18 ayrı başka takımda oynayan ve aynı kadro da uyum sorunu yaşaması kaçınılmaz olan ve elimizde patlayacak yaşlı yabancılar alınınca olanlar oldu.
Örneğin iki yeni stoper alındı. Birisi Ankaragücü’nde, diğeri de Ümraniyespor’da başarıya ulaşmış ama ikisinin de oyun sitilleri aynı.
Alim-Yusuf ikilisinden oluşan stoper mevkii, sürekli açık veriyor. Mesela, bu hafta yendiğimiz golde faturayı Osman’a kesmek büyük haksızlık olur.
Kornerden gelen topa iki uzun stoper müdahale edemeyince kale sahasından topu uzaklaştırmak ön libero Osman’a kaldı. O’nun uzaklaştırmaya çalıştığı topunda rakip oyuncunun önüne düşmesiyle yenen golün sorumlusu bana göre iki stoper ve o topa çıkmayan kalecidir.
Madem iki stoper alacaktınız, neden Ümraniye’den sağ stoper Alim ile aynı takımdan sol stoper oynayan Ercan Coşkun’u almıyor sunuz? (Ki bu çocuk Samsunlu ve bu transfer döneminde Rizespor’a gitmiş.)
Bu tür takım yapma sevdası yerine, ana iskeleti koruyarak, geleceği olan futbolcuları ve alt yapımızda sivrilmiş en az 3-4 oyuncuyu takıma katmak daha doğru olmaz mıydı?
Üç yıldır elimizde ki kadroyu dağıtıp yeniden bir kadro kurmak, ancak akıl dışı bir anlayışta olmak ve paragöz menajerlerin oyununa gelmektir.
Paramız yokken kulübü yöneten ve bir kez de Süper Lig'e çıkartan Erkurt Tutu dahi, çok daha iyi oyuncuları alabiliyordu.
O nedenle, ana sorun her konuyu tek başına çözme iddiasında olan tepe noktadadır.
Taraftar neden şu hoca getirilmedi? Diye soruyor. Futbol dünyasında Samsunspor’un adı öylesine yıprandı ki, sanırım bu kulübe kaliteli bir hocayı, hatta futbolcuyu getirmek dahi artık çok zorlaştı.
Samsunspor’a gelecek hoca veya futbolcu, Samsunspor’dan çok kötü izlenimlerle ayrılan hoca ve futbolculardan bilgi almıyor mu? Sanıyorsunuz.
İşte bu nedenlerle, ne yazık ki bu anlayış ve yönetim biçimiyle, Samsunspor’un başarıyı yakalaması imkânsız gibi gözükmektedir.
Dün sportif başarısızlıklarımıza ekonomik sorunlar neden oluyordu. Bugün para sorunumuz yok, hatta akıl almaz paralar harcandığı söyleniyor. O halde sportif başarısızlığın nedeni üç sezonda alınıp gönderilen futbolcular ve sayısını unuttuğumuz değiştirilen teknik adamlar olabilir mi?
Başta Samsunlu basın mensuplarının gördüğü ama bugüne kadar hiç kimsenin seslendiremediği gerçek, tüm bu olumsuzlukların tek sorumlusunun Samsunspor’un başta Dernek Yönetim Kurulu olmak üzere diğer kurulları ile Samsunspor’a yıllarını vermiş spor adamları dâhilherkesi yok sayanSayın Yüksel Yıldırım’dır.
Sportif başarısızlıklar bir yana, Samsunspor alt yapıya verdiği önem ve bitirilmek üzere olan Mustafa Erkanat Alt Yapı Tesisleri için tüm Samsunspor Camiası Sayın Yüksel Yıldırım’a ne kadar teşekkür etse, hakkını ödenemez.
Ama bunların hepsinden çok Samsun adına üzücü olan, bu yönetim anlayışı ile Samsunspor’un en kötü günlerinde yaşamadığı kadar Türkiye spor kamuoyunda hızla itibar kaybediyor olmasıdır.
Umarım iş yaşamında çok büyük başarılara imza atmış bir iş insanı olan Yüksel Yıldırım, doğruyu bulacak ve Samsunspor’u da başarıya ulaştıracaktır.
Umarım yeni gelecek teknik direktör, her biri ayrı takımdan gelmiş bir oyuncu kadrosundan uyumlu bir ekip yaratır ve sezon sonunda hep birlikte Süper Lig kutlaması yaparız.
Bu hafta oynanacak olan Sakaryaspor maçı ile kötü günleri geride bırakmamız dileğiyle, sağlıklı ve güzel bir hafta dilerim.