İlyas Kubilay’ın ayaklarına bakan takım olmak, İlyas Kubilay’ın suçu değil. Onun, sahada kendisine biçilen rolü en iyi şekilde yapan isim olmaktan öte yanı yok.
Ama okuyor ve görüyoruz ki, kötü geçen son iki maç sonrası eleştiri oklarından en fazla nasibini alan isim de o.
Kelimenin tam anlamıyla haksızlık bu… Hem de büyük.
Düne kadar takımı adına en üretken oyuncu olduğu için yere göğe sığdırılamayan bu oyuncuyu şimdilerde kimilerinin itibarsızlaştırma gayretinde olması akla ziyan bir durum.
Aslında sadece bizim değil, ülke insanımızın da genel bakış açısı üç aşağı beş yukarı aynı, belli bir standardı yok.
Kahramanlaştırırken de, isteyerek ya da istemeyerek yok ederken de kantarın topuzuna bir türlü ayar veremiyoruz.
Neresinden bakarsanız bakın: İkisi de yanlış! İkisi de tahrip edici!
Hem övgümüz hem yergimiz…
İlyas Kubilay’ın takımın tüm oyun planını bozduğuna yönelik bir şikayet var kimi çevrelerce…Bireyselliği nedeniyle doğru oyun oynanamadığına yönelik bir yaklaşım… Futbol aklı adına pek tatmin edici bir yaklaşım gibi durmuyor bu. İkna edici değil.
İlyas’a bağımlı hale gelmek, hocanın kabul gören planlar üretememesinden ya da diğer oyuncuların kendilerine biçilen rolleri tam olarak icra edememesinden olmasın sakın.
İlyas da her oyuncu gibi eleştirilebilir, evet, ama eleştirirken biraz da bunlara kafa yorulması gerekmez mi?
Nihayetinde İlyas, takımın skor yükünün önemli bir bölümünü çeken, anahtar pas becerisi de hiçte fena olmayan bir oyuncu. Şımarıklıkları nedeniyle oyundan atıldığını göreniniz var mıdır? Sakatlıklar ile cebelleştiğini de!
Değil ya!
Velev ki öyle olsun.
O, sistem kurulmasının önündeki engel diyelim…
Peki mevcut sistemde (4-2-3-1) ikame edebileceğiniz bir başka oyuncu var mı o pozisyonda?
Cevabı net: Yok…
Hadi diyelim iki sezondur var olan sistemi değiştirdiniz, yeni bir saha içi formata dönüş yaptınız… Kimsenin şundan şüphesi olmasın, bu kez de sağ kanat için öncelikli tercih olarak yazılacaktır tahtaya.
Son dönemlerin moda tabiri ile “Çöp” yakıştırmasına inat!
YOK SAYMAK OLMAZ
Ülke futbolunda kendi yaş gurubunun en değerli ve dikkat çeken oyuncularından biri iken, her geçen gün bu konumdan uzaklaşmak, öncelikle Enes İslam İlkin’in kendisinin kafa yorması gereken bir durum.
Çok eski değil, daha geçtiğimiz sezon Trabzonspor, Başakşehir, Çaykur Rizespor gibi takımların da ilgi ve talep alanındayken, bu konumunu kaybetmenin nedenlerinden kendi üzerine düşen payı almayı bilmeli Enes.
Ama ona yeterli süreyi vermeyen teknik adamlar da!
Daha fazla güveni ve görevi hak ediyor Enes. Özellikle de daha çok geniş alan bulabileceği deplasman oyunlarında.
Çabukluğu ve direkt rakip sahaya inebilme özelliği, onu mevcut kadroda ön plana çıkaran önemli bir ayrıntı…
Güveni geri gelebilir aldığı süre arttıkça, sorumluluk duygusu da beraberinde…
Enes’i yok saymak bir yanlış!
Hele aynı pozisyonda görev alan diğer oyuncuların form durumlarını gördükten sonra…