Salt becerisi, deneyimi ve golcülüğünden değil.Tomane’nin direkt bir muadili olmadığı için de büyük bir kayıp. O nedenle Nadir’den bir Tomane etkisi beklemek doğru olmaz.
İlyas Kubilay’ın ilk kez 11’de başlamasını biraz da buradan okumak lazım.. Ertuğrul Hoca takımının skor yapabilme yüzdesini arttırmak istemiş muhtemelen İlyas’la. Diğeri ise, rakibin İlyas’a hiç şut şansı tanımayacak kadar kompakt oynaması. Göze çarpan ilk bu.
Genç Yameogo’nun Boli ve Veli’nin yokluklarında formayı almış olması daha sonra..Ama sezon başından bu yana Samsunspor’un en sağlam yönü olarak duran savunmasının da sorgulanabilir olduğunu gördük bu maçla. Delici her forvetin, Boli’nin yokluğunda tehdit anlamına gelebileceğini de!
İstanbullular için söylenebilecek ilk ayrıntı, puantajdaki yerlerinin tesadüf olmadığına yönelik görüntüleri. Sahayı ekonomik kullanabilme becerileri, senkronizasyonları, duran top organizasyonları, taktik bilgi ve disiplinleri ile hemen dikkat çektiler.
Haklarını teslim edelim, lig için fark yaratabilen oyuncuları var. Önce Eslemve Rrocatabii. Rroca gibi yabancı oyuncular bu seviyedeki takımlara sınıf atlatma şansına sahip. Samsunspor’un bir Rroca’sı yoktu. Sadece Rroca’sı mı? Hayır. Yerli kalitesi olarak da İstanbul’un gerisinde kaldı. Hem de çok daha özgür ve güçlü transfer yapabilme bütçesine sahipken.
Bu oyunun Samsunspor adına düşündürücü yanları var: Biri, İstanbullular’ın oyunun merkezinde patronluğu Samsunspor’a önce kabul ettirmesi ve ardından bu bölgeyi kevgire çevirmesi..
Hadi bu bir yere kadar anlaşılabilir.
Ama daha vahimi, organizasyon becerisi ile nerede ise hiç pozisyona girememiş olmak. İşte bunun izahı yok. Coranavirüs ve sakatlıklar ile izah edilebilecek bir durumdan daha fazlası bu.
Savicevic ve Gyasi gibi oyuncuların işler kötü gittiğinde oyunu ve akışı değiştirmeleri beklenir. Bunlar için varlardır zira!
Ama her ikisi de paralize oldular. Diğer arkadaşları gibi..