Sorumlu Atakum mu, Büyükşehir mi? Hiçbirisi mi? Yağmur mu, seçmen mi? Bereket olan yağmur felaket oluyorsu yağmurun kusuru yok.
Bu sorunun cevabını yıllar önceki yazımda vermiştim.
Aynı vaatler, aynı demeçler sürüp gitti,o günden bugüne tek şey değişti. İstanbul Su Müdürü Veysel Eroğlu Su Bakanı oldu.
(2007’deki yazım)
ALTYAPI ÜSTYAPI
ALTYAPI OLMAYINCA YAĞMUR YAĞSA DA FELAKET,
YAĞMASA DA
Sabah saat 8.00’de başlayıp 45 dakika süren yağmur felakete neden oldu. Bir de can alan, onlarca araç, bini aşkın ev ve işyerini sular altında bırakan, cadde ve sokakları çökerten, ağaçları ve elektrik direklerini söken sel, Samsun’u ikinci kez vurdu, şehir tüm alt kesimlerini su bastı, Ağabali caddesi nehir olup aktı, aslında Ağabali Adliyenin önüne aktı.
Samsun'da yağmur, Ankara'da kuraklık istikrarı bozdu. Ankara’da susuzluk, Samsun’da suluk – ciddiyetsizlik- hüküm sürüyor.
Yerel yöneticiler, seçmenin gözünü boyayacak, hemen oya dönüşecek yatırımlar dururken, yeraltına yatırım yapma gereği duymayınca, Samsun'da yağmur, Ankara'da kuraklık felaketi yaşanıyor.
Söylendiği gibi 200 yılda bir yaşanabilecek bir olay değil; Samsun'da yaşananlar. Ağabali’de daha önce de olmuştu, altyapı eksikliği giderilmezse yarın da yeniden yaşanabilir. Samsun'un üç tarafı su ile çevrili, iki tarafı baraj bir tarafı deniz. Olaylardan ders alınmazsa bu olaylar yeniden yaşanacaktır.
Kuraklık sonucu ANKARA'DA hastaneler hasta kabul edemez, ameliyat yapılamaz duruma geldi. Okulların açılışı ertelenmek durumundadır. Haziran, Temmuz sıcaklarına uzayacak, onbinlerce öğrenci okula gidemeden, başta ÖSS olmak üzere birçok sınava girmek zorunda kalacaktır.
ABD Ankara'daki personeline çöl tazminatı ödeme kararı aldı. Bu Ankara çöle döndü demektir. Yaşananlar kader midir,yöneticilerin ihmali midir?
Yaz boyu Ankara Belediye Başkanı Sayın Melih Gökçek'in resimleri Türkiye'nin billboardlarını süsledi. Sadece bu billboardların kirası Ankara'nın su sorunun çözümü için önemli bir finans kaynağı oluşturur.
Ankara'nın su sorunu,Samsun'un sel sorunu önlem alınmadığı sürece bitmez. Bu felaketlerin yaşayabileceği yıllar öncesinden biliniyordu. Halk geleceğini güvence altına alacak politikalar ve projeler talep etmediği için, yer altına döşenen borulara değil yer üstü parklarına oy verdiği için,yerel yöneticiler bu tür yatırımları karlı bulmamaktadır.Ankara'da Sayın Altınsoy yer altına yatırım yaptığı için tekrar seçilememiştir.
İnsanlar laik oldukları hayatı yaşarlar, laik oldukları yöneticiler tarafından yönetilirler.
Ankara'nın kuraklığı da Samsun'un seli de doğa olayından öteye halkın tercihidir. Yerel yöneticilerin ihmali gibi görülen bu olaylardan,yerel yöneticiler sorumlu tutulmuyor,tutulmamalıdırlar.
TV'ler ne izleniyorsa onu yayınlar,gazeteler ne okunuyorsa onu yazar,ticarethaneler ne tüketiliyorsa onu üretir,başkanlar da ne oya dönüşecekse onu yaparak seçmenin karşısına çıkar. Seçmenin kalbine giden en kestirme yol beyinden değil mideden geçiyorsa, altyapı parasını ya gıda maddesi,ya da odun,kömür olarak dağıtılacaktır. Yada nakit olarak seçmenin cebine konacaktır. BU BAŞKANLARIN DEĞİL SEÇMENLERİN TERCİHİDİR.
Seçmene rağmen mi siyaset yapsın başkanlar? Zarar görenlerin zararları hazineden ödenecek,tüysüz yetimin hakkı olan hazineden, bankaların zararları ödendi de sel mağdurlarının ki ödense ne olur?
Şehirlerimizin yağmur ve kuraklık karşısındaki durumu, ekonomimizin dış etkenler karşısındaki durumuyla aynıdır. Borç bağımlılığı uyuşturucu bağımlılığına benzer. Bağımlı olduğunuz uyuşturucuyu alabilmek için, elinizde ne varsa vermek,vericinin her dediğini itirazsız yapmak zorunda olduğunuz gibi çeviremediğiniz borcun alacaklısının tüm taleplerini yerine getirmek zorunda kalırsınız. Kabul edilemez şartlar sıradan mış gibi görünür, gösterilir. Akıl olayları yaşamadan öğrenmek içindir.Biz yaşadıktan sonra bile ders çıkarmasını bilmiyoruz.Aynı şeyleri yaparak farklı sonuç bekliyoruz. Einstein’e göre; bu ahmaklığın tanımlarından sadece birisi.
Alt yapı deyip geçmeyin, ekonomide, şehirde,sanatta,her şeyde altyapı...Eninde,sonunda alta inip,orada yaşamayacak mıyız?Üstyapılar geçicidir. Altyapı hatalarının hesabı üstte sorulmaz ama üstteki hataların hesabı altta mutlaka sorulacaktır.
Sayın yöneticiler, halk talep etmese de alt yapıya kendiniz için önem verin!