Cumhuriyet tarihinin 1939 Erzincan (7,9), 1999 Gölcük (7,8) depreminden sonra 3. büyük depremi dün sabaha karşı Kahramanmaraş’ın pazarcık ilçesinde meydana geldi. AFAD 7,7 ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu (USGS) ise depremin büyüklüğünü 7,8 olarak açıkladı. Resmi rakamlara göre; konut değil; çoğu çok katlı binalar; plazalar, hastaneler, siteler olmak üzere 3 bin bina yıkıldı.
1999 depreminden sonra çıkarılan yasalara göre yapılan binalar bu şiddetteki bir depremde yıkılmaması gerekiyor. Binalar yasaya da de depreme de göre yapılmamış ki yıkıldılar. Bu kulun değiştirebileceği bir kaderdir. Bu kara yazıyı bu binaları yapanlar yazdı.
1999 Gölcük depremiyle eşdeğer büyüklükteki deprem Adana’dan Mardin’e Gaziantep, Malatya, Şanlıurfa, Mardin’den Suriye/Şam’a kadar yıkıma neden olurken, ilk depremden 9 saat sonra Maraş Elbistan merkezli 7,6 şiddetinde yeni bir deprem meydana geldi.
Gölcük’ten daha yıkıcı depremde hayatını kaybedenlere Şanı Yüce Allah’tan rahmet, yaralananlara şifa, geride kalanlara sabır ve metanet diliyorum. Gece meydana gelen deprem Samsun’dan çok hissedilmese de gündüz meydana gelen deprem Samsun ve Ordu’dan da hissedildi, panik içinde insanlar sokaklara döküldü.
Deprem değerlendirmesi yapan bir profesörün Güney Anadolu fayının Kuzey Anadolu Fayı’nı tetikleyebileceği ve Samsun’dan söz etmesi korku ve paniğin büyümesine neden oldu. Okullar tatil edildi.
AFAD ve Kandilli Rasathanesi yetkililerinden alınan bilgilere göre Sakarya’da meydana gelen 5,5 şiddetindeki depremin dışında Karadeniz bölgesinde bir hareketliliğin olmadığı anlaşılınca söylenilenlerin asparagas olduğu ortaya çıktı biz de Samsun da rahatladı.
Deprem kentsel dönüşümü beklemez, zamanı gelince olur. Daha önceki depremlerde de yazdığım gibi; anacınız rayların üstündeyse tren almanızı beklemez ezer geçer, tren gelmeden aracın raylardan alınması gerekir. Deprem olmadan kentsel dönüşümün yapılması gerekirdi.
Yağmura göre alt yapı yapmayınca, altyapıya göre yağmayan yağmurun yıkımından yağmurun sorumlu tutulması gibi depreme dayanıklı ev yapılmadığı için yaşanan felaketten de deprem sorumlu tutulamaz. Depremin büyüklüğü ve şiddetine dayanıklı binalar yapılmalıydı.
Strateji fırsat ve tehditleri bir arada görebilme fırsatlardan sırasıyla yararlanırken tehditlere de karşı önlem alabilme becerisidir. Yaşama hakkı temel hakların başında gelir. Yaşama hakkı olmayanın hiçbir hakkından söz edilemez. Türkiye’de tüm binaların depreme dayanıklı olması, yaşama hakkının gereği olup, belediyeler ve Bayındırlık Bakanlığı’nın öncelikli değil; en öncelikli görevidir. Deprem beklemez, siz depremi hazırlanarak beklemelisiniz.
Mehmet bey cok haklisiniz. Siz gazeteciler gundeme getirince konuya biraz daha ciddi egiliyorlar. Benim gorusum 100. Yil bulcarinda bulunan sagli sollu yuksek binalar elden gecirilmeli yada eger mumkunati varsa buralar acil bir sekilde yikilip yerine daha alcak binalar yapilmak suretiyle yeniden sekillenmelidir. Binalar bitisik nizam ve ne zaman orzdan gecsem sanli binalar ustume geliyormus gibi hissediyorum. Bir an once burasi yeniden yapilandirilmalidir. Tesekkurler.