İnternet gazeteciliği, sosyal medya ve yazılı basının dünya ve Türkiye’deki durumu incelendiğinde paralelliklerin yanında derin farklılıklar da gözleniyor. İletişim teknolojisinin gelişmesiyle vatandaşın olan biteni öğrenmesi hızlandı. Akıllı telefonlar, internet medyası, sosyal paylaşım siteleri aracılığıyla gazeteler daha baskıya gitmeden vatandaşa ulaşabiliyor. Ulaşıyor ama ne ulaşıyor?
100 dolarlık internet medya patronları 100 milyon dolarlık gazete ve TV patronlarına meydan okuması gibi görülen durum aslında göründüğü gibi mi?.
İnternette dezenformasyon
İnternet ve sosyal medyadaki bilgi kirliliği (dezeformasyon), okuma ve izlemeyi tehlikeli hale getiriyor. Bu hızlı ve yanlış bilgilendirme, Samuel Poket’in ‘Her okuduğuna inanan hiç okumayandan daha tehlikelidir’ sözünü doğruladı. Anlamakla yanlış anlamak birbirine karıştırıldı. Bilmediğini bilmeyenlerle ortalık doldu. Bilmeyen bir şekilde öğretilebilirken, bilmediğini bilmeyen tehlikeli insanlara sıkça rastlanır oldu. İnternet medyasından gelen bilgilerin süzgeçten geçirilmeden kullanılmasının kurbanlarından birisi yılların gazetecisi Nazlı Ilıcak oldu.
Ilıcak, Can Dündar’a ait bir sözü internet medyasından Mevlana’ya aitmiş gibi alıp, köşesinde okuyucularına sunarken, başka bir yazsında yine internet üzerinden aldığı yanlış bir bilgi sonucu meşhur Çek asıllı yazar Franz Kafka için Fransız deyince tabi ki rezil oldu. Başka bir skandal olay da İzmir’de yaşandı.
İlkokul öğrencilerine destek olsun diye MEB tarafından tavsiye edilen bir derginin basımında basımevi, internet üzerinden Nasreddin Hoca’nın ‘Göle maya çalmak’ adlı fıkrasını, kes, kopyala, yapıştır yöntemiyle dergiye alınca İzmir’de yer yerinden oynadı. Okullarda satılan dergide fıkra şöyle anlatılıyor: ‘Nasreddin Hoca bir bakraç yoğurt almış göl kenarına gitmiş, bir esrarlı sigara yakmış, tüttürmüş…’.
Çocuğunun okulda satın aldığı dergiyi okuyan veli soluğu Milli Eğitim müdürlüğünde almış, dergi toplatılmış, soruşturma açılmış.
Uzman gazeteci, derin analiz
Kes, kopyala, yapıştır tekdüze bir uygulama olsa da ajanslardan alınan haberlerle herkes aynı hız ve kalitede (görüntü-içerik) haber üretebiliyor. Yepyeni bir hız, aynı yerden beslenen kanal ve sitlerin haber atlaması da atlatması da sözkonusu olmuyor veya zorlaşıyor.
Herkesin ulaşabileceği haberlerin hızlı değil daha hızlı bir şekilde internet ortamına girilmesi, güvenirlilik, çabuk yorumlama, derin analiz, öngörü, araştırmacılık ve uzman gazetecilik ve azalan özel haberlerle tekdüzelik aşılmaya, farkındalık yaratılmaya çalışılıyor.
Bedava okur
Gelen bilgi ve haberlerin ne kadarının doğru olduğu, ne anlatılmak istendiğiyle ilgili güvenilir uzman gazetecilerin arka plan haberleri, analistlerin sis perdesini aralayan, hatta karanlığa ışık tutan derin
Yorumlarına okuyucu ihtiyaç duyuyor.
Yapılan araştırmalar gösterdi ki bu uzman gazetecilerin ve analistlerin gazeteleri satılanın çok üzerde okur tarafından okunuyor. Almanya, İngiltere, Japonya, Norveç gibi ülkelerde bir gazete 1,2 kişi (satılan 10 gazete,12 kişi) tarafından okunurken Türkiye’de bir gazete 4-20 arası kişi tarafından okunuyor. Türkiye’de günlük 6 milyon civarında gazete satılırken okunan gazete bunun çok üzerinde. Gazete satın alamayanlar da bir şekilde uzman gazetecilerin, derin analistlerin bulunduğu gazeteyi okuma ihtiyacı duyuyor. İnternet medyası bu gazetelerin okunmasına engel olmak bir tarafa işaret fişeğinin önceden ateşlenmesi gibi, konuları önceden haber vererek doğru analiz için okuyucuyu gazetelere yönlendiriyor.