Divan Kurulu Başkanı Subaşı, Kırmızı-Beyazlı ekibin 20 yılını değerlendirdi
Samsunspor Kulübü Divan Kurulu Başkanı Sadi Subaşı, Kırmızı-Beyazlı ekipte 20 yıldan bu yana yaşanan olumlu ve olumsuz gelişmeleri Gazetemizde yayınlanan haftalık köşe yazısında kaleme aldı
ÇIKMAZ NOKTAYA GETİRDİ
Divan Kurulu Başkanı Sadi Subaşı, Samsunspor'da 20 yıldır yaşanan gelişmeleri değerlindirdi. Subaşı, "Pazartesi günü yazdığım kendi köşemi bu hafta Samsunspor konusuna ayırmış bulunuyorum. Bugün yazacaklarımı bu köşeyi yazan kişi olmanın da ötesinde, Samsunspor Divan Kurulu Başkanı olarak paylaşıyorum. Değerli okuyucularım ve değerli Samsunspor’a gönül vermiş dostlarım, Samsunspor elli yılı aşkın geçmişinin en sıkıntılı dönemini yaşıyor.
Bir yanda geçmiş dönemlerin akıl almaz yanlışları ile oluşmuş borç sarmalı, diğer yanda yine geçmiş dönemlerde yapılan yanlış transferler ve özellikle o dönemlerde alınmış yabancı oyuncuların ödenmeyen paraları nedeniyle UEFA’nın art arda verdiği seri cezalar, Samsunspor’u bugünkü çıkmaz noktaya getirmiş bulunmaktadır. Geçmiş dönemlerde Samsunspor yönetimlerin de çeşitli görevler almış bir Samsunsporlu olarak yönetimsel hataları ben de görüyor ve üzülüyordum.
GELECEĞİ KARARTILDI
Üzüldüğüm ve kabul edemediğim bir başka konu da, artık üzeri örtülemeyecek yanlışlar yapılır ve Samsunspor’un geleceği karartılırken, bu kulübün yönetim kurulları dışında ki başta Divan Kurulu olmak üzere, denetleme ve disiplin kurulları neden bu olaylara seyirci kalıyordu?
İşte tam da bu nedenle, Sayın Erkurt Tutu Yönetimi’nin göreve gelmesinden sonra yapılan Divan Genel Kurulunda, Genel Kurula katılan Samsunspor üyelerinin hatırlayacağı gibi Sayın Erkurt Tutu’ya, “Eğer arkamızda durursanız, Divan Kurulunu işlevsel hale getirmek üzere Divan Kurulu Başkanlığına talibim” demiştim. Evet, cevabını alınca da, neler yapmayı amaçladığımın başlıklarını sunduktan sonra “Kim benimle çalışmak istiyorsa onlarla çalışacağım” diyerek, varım diyen arkadaşlarla Divan Başkanlık Kurulunu oluşturmuştuk. Bunları, üstlendiğim sorumlulukla bugüne kadar yapılmayanları yapmak için yola çıktığımızı anlatabilmek için söylüyorum. Divan Başkanlık Kurulunda benimle birlikte görev alan arkadaşların da desteği ile hedeflediklerimizin bir kısmını da yerine getirdik. Yaptıklarımızın geniş bir özetini de, yaptığımız basın toplantısında kamuoyu ile paylaşmıştık.
Bu nedenle bunlardan söz etmek yerine, Samsunspor’u yakından takip edenlerin çok iyi bildiği geçmişten bu güne kadar geçen süreçte tespit ettiğimiz doğruların ve yanlışların geniş bir analizini sizlerle paylaşmak istiyorum."
1-) Samsunspor’da, kuruluşundan bu yana geçen elli yıllık süreçte görev alan hiçbir yönetim zamanında (Benim de içinde bulunduğum yönetimler dâhil olmak üzere) Kurumsallaşma adına hiçbir çalışma yapılmamıştır.
2-) Parasal sorunların olmadığı ve alt yapıdan gelen genç oyuncuların takımı desteklediği yıllarda ise, yakalanan dönemsel başarılar zaten bu önemli sorunu akla dahi getirmemiştir.
3-) Samsun kentinin her konuda ki ezeli ve ebedi sahipsizlik sorunu nedeniyle, en başarılı Samsunspor yönetimleri dahi bu sahipsizlik nedeniyle sonunda pes etmek zorunda kalmıştır.
4-) Son onbeş yılda ise, başkan ve yönetim bulmakta zorda kalan ve ertelenen kongrelerle anılır hale gelen Samsunspor, bu süreçte biraz da çaresizlikten siyasetin vesayeti altına girmiş ve Samsunspor kongrelerinde siyasi iradenin desteği ile görev alan başkanlar dönemi başlamıştır.
5-) Bu dönemlerde görev alan ve kendi işletmelerinde çok da başarılı olan bu işadamlarının başkanlık dönelerinin daha başlangıcın da Samsunspor Süper Lig’den düşmüştür. On yıla yakın bu süreçte de bırakın Süper Lig’e çıkmayı, zaman zaman daha da alt lige düşme tehlikelerini yaşarken, transferlerde yapılan yanlışlar nedeniyle de Samsunspor sürekli artan bir borç sarmalına girmeye başlamıştır.
6-) 2010 Yılının Temmuz ayında göreve gelen Sayın Erkurt Tutu Başkanlığında ki Yönetim Kurulu ile sezonun bitmesine üç maç kala Süper Lig’e çıkmayı garantilemiştir. Son üç maçta alınacak bir veya iki puanla Süper Lig’e şampiyon olarak çıkma onurunu yaşayacağı sırada, anlaşılmaz bir şekilde yapılan bazı dayatmalar nedeniyle Samsunspor Yönetim Kurulu istifa ederek Olağanüstü Genel Kurula gitme kararı almıştır. İşte bu karar, Samsunspor’un gerçek anlamda kırılma anıdır. Bu karmaşa arasında Samsunspor son üç maçta rahatça alabileceği iki üç puanı alamadığı için şampiyonluğu kaçırırken, Samsunspor’u Süper Lig’e çıkartan başarılı yönetim kurulu gidiyor ve o kongrede Sayın Kazım Yılmaz Başkanlığında ki yeni yönetim kurulu görevi devralıyordu.
7-) Bu detayı anlatmamın nedeni, bu tarihten itibaren Samsunspor’un nasıl büyük bir borç batağına saplandığının anlaşılabilmesi içindir. Erkurt Tutu Başkanlığında ki Yönetim Kurulu, yaklaşık 30 milyon (O zaman ki para ile 30 trilyon) aşkın borçla aldığı Samsunspor’u, Süper Lig’e çıkartmanın yanında, kulübün borcunu da yaklaşık 24 milyona düşürüyordu. Ayrıca, Süper Lig’e çıkmış olmanın karşılığı olarak da Samsunspor’un kasasına Türkiye Futbol Federasyonundan yaklaşık 30 milyon paranın gelmesi sağlanmıştı. Kısaca, bu para ile bir anlamda Samsunspor’un mevcut borcu sıfırlanmış oluyordu.
8-) İşte böyle bir tablo ile Samsunspor Yönetimine gelen Sayın Kazım Yılmaz Başkanlığında ki Yönetim Kurulu, takımın başına Adnan Sezgin adında ki profesyonel menajeri getiriyor ve onun yönlendirmesi ile çok büyük paralar harcanarak yanlış transferler yapılıyordu. Yapılan bu tür yönetimsel yanlışlar sonucu Samsunspor aynı sezon da bir kez daha bir alt lige düşerken, Sayın Kazım Yılmaz sağlık sorunları nedeniyle Başkanlıktan da ayrılıyor, yapılan olağanüstü Genel Kurula da katılmıyordu. Yapılan olağanüstü Genel Kurula sunulan hesap raporunda, Samsunspor’un TFF’ den gelen paralara rağmen borcunun 50 milyonun üzerine çıktığı ve Sayın Kazım Yılmaz’ın da 15 milyon civarında alacağı olduğu açıklanırken, Sayın Kazım Yılmaz adına Genel Kurul’a alacağını sileceği duyuruluyordu. Okunan Denetleme Kurulu Raporundan sonra bu yönetim aklanıyor ve bir dönem kapanıyordu. Ne var ki, sonra ki aylarda Sayın Kazım Yılmaz’ın alacağını silmediği gibi alacağını kendisi ve çevresinden bazı isimler üzerinden dövize bağlayarak temlik koydurduğu anlaşılıyordu.
9-) Yönetime talip çıkmadığı için sürekli ertelenen Olağanüstü Genel Kurullar sonrası Samsunspor’un Kayyuma gitme noktasına geldiği bir sırada, eski takım kaptanımız Sayın Emin Kar’ın “Ben Samsunspor’u Kayyuma teslim etmem” diyerek gösterdiği büyük bir özveri ve cesaretle Samsunspor Başkanlığını üstlenerek Samsunspor’un Kayyuma kalmasını önlüyordu.
10-) İki dönemlik Sayın Emin Kar döneminde Süper Lig’e çıkma şansı da yakalanmış ama biraz da TFF’ nin kabul edilemez garip bir uygulaması sonucu taraftarlarımızın tribünlerden çıkartıldığı Mersinspor ile oynanan Final maçı kaybedilmişti. Üzülerek söylemek gerekirse, bu dönemde de Samsunspor’a önemli miktarda para kazandıracak Aminu Umar isimli oyuncumuz da, yapılan bir dizi yanlışlar sonucu serbest kalarak bedelsiz olarak Osmanlıspor’a transfer olmuştur. (Bilindiği gibi bu konuda Divan Başkanlık Kurulu tarafından yapılan araştırmanın sonuçları basın toplantısı ile Samsunspor kamuoyuna duyurulmuştur.)
11-) Yine bu dönemde, Sayın Kazım Yılmaz döneminde alınan ve paraları ödenmediği için UEFA’ya başvuran yabancı oyuncuların kesinleşen alacakları için ödemelerin yapılmamış olması yanında, bazılarına yapılması gereken itirazlar da yapılmamıştı. Bunun sonucu, Emin Kar yönetiminden sonra göreve gelen Sayın Erkurt Tutu yönetimi puan silme cezaları ve transfer yasakları ile karşı karşıya kalıyordu.
12-) Son on yıl içerisinde her yönetim zamanında 13 ile 20 arasında değişen sayılarda olmak üzere 165 civarında yeni oyuncu transfer edilmiştir. Parasızlık nedeniyle, yönetimler günü kurtarmak adına transfer ettiği oyuncuların büyük bir çoğunluğu ile ya bir yıllık veya kiralık olarak sözleşme yaptığı veya paralarını zamanında ödeyemediği için de yararlanılacak sporcuların sözleşmesi de uzatılamadığı için sezon sonlarında kulüpten kopan bu oyuncular kulübe para kazandırmadan ayrılıyordu. Bu nedenle, zorunlu olarak yerlerine yeni oyuncular alınıyordu. Hemen her sezon değişen kadro yapısı ile bir yandan kadro devamlılığına bağlı istikrar sağlanamazken, diğer yandan da kulübün borcu katlanarak büyüyordu.
13-) Son on yılda yapılan bir başka yanlışta, hemen her sezon düşmemeye veya Süper Lige çıkabilme mücadelesi verilmesi nedeniyle, alt yapı oyuncularına şans verilerek kazanılamamıştır. Bu nedenle de, önceki yıllarda olduğu gibi Samsunspor alt yapısından kazandırılan futbolcuların büyük kulüplere satılarak sağlanan gelirler de son bulmuştu. Buraya kadar son on yıllık dönemde yapılan doğrularla, yanlışları özetlemeye çalıştım.
Şimdi de, Samsunspor’un geleceğini olumsuz etkilemeye yönelik, yönetimsel hatalar dışında ki bazı sıkıntılara değinmek istiyorum;
1-) Üzülerek söylemek gerekirse, Samsun son yıllarda giderek fakirleşen ve her alanda düne göre Türkiye sıralamasında gerilere kayan bir kent konumunda olduğu için bu borç rakamıyla Samsunspor’u üstlenecek güçte ne bir işadamı, ne de bir sanayi kuruluşumuz yoktur.
2-) Samsun, Doğu Karadeniz Bölgesi ile İç Karadeniz Bölgesi illerinden sürekli göç alan bir kent konumunda olduğu için Samsun’a aidiyet duygusu ile bağlı bir lobinin oluşturulamadığı metropol bir kent konumundadır. Bu nedenle de, Samsun’un Samsunspor gibi değerleri gerekli ilgi ve desteği görmekte zorlanmaktadır.
3-) Bu kozmopolit yapı nedeniyle, Samsun ve Samsunspor Samsun’u yöneten ve temsil eden siyasetçilerden de yeterince destek alamamaktadır.
4-) Hiçbir başka bir kentte hoşgörü ile karşılanmayacak olaylar Samsun’da olabilmektedir. Örneğin bir dönemin Valisi Samsunspor’a daimi gelir kaynağı oluşturmak üzere Özel İdareye ait bir kum ocağını tahsis etmeye çalışırken, yerel bir gazetecinin “Kimin malını kime veriyorsun?” diye yazması üzerine, geri adım atıyordu.
5-) Yine Samsunspor Başkanı Sayın Erkurt Tutu’dan aldığım bilgiye göre, ana caddelerde ki parkomat uygulamasını Samsunspor’a vermeye hazırlanan Büyükşehir Belediye Başkanı, birisinin İçişleri Bakanlığı’ na suç duyurusunda bulunması üzerine, geri adım atarken, “Bu nasıl bir iş? ” diye şaşkınlığını belirtiyordu.
6-) SAM-SEV Başkanlığım sırasında yaptığımız bir görüşme sırasında kentimizin bir üst düzey yöneticisi canından bezmişçesine, “Düşse de kurtulsak” diyebiliyordu. Kentimizin bir Valisi de, “Samsunspor bırakalım düşsün, hatta kapansın da bu borçtan kurtulsun. Sonra da alttan yeni bir takımın yükselerek Süper Lig’e borçsuz olarak gelmesine çaba harcayalım” diyerek Kayserispor- Erciyesspor örneğini veriyordu. “Samsun’un alt liglerde takımı yok ki, nasıl olacak?" deyince de susuyordu.
7-) Divan Başkanlık Kurulu olarak yönetime destek vermek adına toplanamamış üye aidatlarını toplamak üzere bir kişiyi görevlendirdik. 80.000.00 TL üzerinde eski yıllara ait aidatın da kulüp kasasına girmesini sağladık. Ama bu arada, aidatını almak üzere giden görevliye, “Beni ….. adlı kişi başkan olacağım, bana oy vereceksiniz diye üye yaptı. Gidin parayı ondan alın” diyen çok sayıda üyenin de olduğu bir kulübüz.
8-) Geçtiğimiz Cumartesi akşamı Samsunspor için belki de umutların artacağı veya umutların ciddi boyutta azalacağı bir maç oynandı. Berbat bir hakem yönetimi ile oynanan maçın ikinci yarısı başlar başlamaz hakemin yarattığı penaltı ile Şanlıurfaspor öne geçmişti. Yöneticilerden birisi üzüntüsünden ağlıyordu. Tam da o sıra da maraton tribününde ki gerçek taraftar olabileceklerine inanmadığım bir gruptan, “Yönetim istifa” sesleri yükseliyordu.
9-) Değerli Samsunspor taraftarları, elde ki kadro bu. Kadronun kapasitesi de ortada. Geçmişten gelen borç diz boyu. UEFA transfer yasağı koymuş. Sezon başında transfer yapılamamış. Kiralık oyuncular ve sözleşmesi biten elde ki oyuncular zorunlu olarak ayrılmış. Önceki hafta Başkan Sayın Erkurt Tutu’nun yaptığı açıklamadan anlaşıldığına göre, Yönetim Kurulu elde kalabilecek İvanov ve Ekigho’ya verilecek paranın da, yeni bir puan silme, hatta bir alt kümeye düşürülme cezalarının önünü kesmek için Bahia ve diğer bazı eski oyuncu borçlarına yatırmayı tercih etmek zorunda kalmışlar. Ayrıca bu iki oyuncunun çek dahi kabul etmeyerek paralarını nakit olarak hemen istemeleri nedeniyle elde tutulamadığı anlaşılmıştır Bu nedenlerle ara transfer dönemine kadar alt yapıdan gelen gençlerimizle desteklenmiş kadro ile devam etmek zorunlu hale gelmiş bulunuyor. Tüm bunlara rağmen takım saha da direniyor. Rakibin tek gol pozisyonu yok ama bizde de özgüven sarsılmış. Gol kaçıran Samsunspor. Ama tribünde moralleri iyice bozacak istifa sesleri devam ediyor. Derken önce penaltı golü geliyor. Sonra yüzde yüz goller kaçıyor. 90 + 4 oynanırken galibiyet golü geliyor. Bakıyorum o yönetici başını ellerinin arasına almış bu kez sanırım sevinçten ağlıyor. Yürek dayanmaz bu tabloya. Bu akşamın bir de sabahı var. Maçı kazanan sporcularımıza prim vermek için yine para lazım. Bizler galibiyetin keyfini yaşarken, onlar yeniden para bulabilmenin peşinde olacaklar. Tüm Samsunspor sevdalılarının bu gerçekleri göz önünde tutarak tavır sergilemeleri gerekir diye düşünüyorum.
10-) Değerli Samsunspor sevdalıları, inanınız ki bugüne kadar görev yapan tüm yöneticiler hata yapmış olsalar dahi, en azından büyük borçların yükü altına girme cesaretini göstermiş ve onlarda aynı duyguları yaşamışlardır. Lobimiz yok. Diğer bazı kentlerde ki gibi Samsunspor’u üstlenecek yerel yönetimlerimiz yok. Tek başına bu takımı düze çıkartabilecek ekonomik güce sahip işadamı ve sponsor olacak kuruluşumuzda yok. İyi ki, sınırlı da olsa destek veren az sayıda ki işadamımız var. Onlar ile Sayın Bakanımızın ve bazı yerel yöneticilerimizin sağladığı sınırlı desteklerle de Samsunspor ayakta tutulmaya çalışılıyor. 50 milyon TL. borç ve yabancı oyunculara olan borçların günü gününe ödenmemesi halinde UEFA’ dan gelecek küme düşürme cezalarının giyotin gibi başımızda durduğu bir ortamda, yapılabilecek en doğru iş birlik olmak ve takımımıza her şartta destek vermektir diye düşünüyorum.
11-) Ayrıca yukarıda anlattığım tabloyu üstlenerek çok daha iyi işler yapabilecek bir yönetimin ortaya çıkması halinde, o alternatifin değerlendirileceğine de inanıyorum.
SONUÇ:
Son yıllarda görev alan Samsunspor yönetimleri, yeni puan silme cezaları gelmesin diye para bulma peşinde koşmaktan, kulübün diğer kurulları ve sorunları ile yeterince ilgilenemedikleri görülmektedir. Oysa kulüplerin sıkıntılı anlarında en çok devreye girecek olan Divan Kurulu, Denetleme Kurulu ve Disiplin Kurullarıdır, Üzülerek söylemek gerekirse, bu kurullar Genel Kurullar öncesinde ciddiyetten uzak bir şekilde oluşturulmaktadır. Tüzükleri işlev yapmaları için yetersizdir. Örneğin Disiplin Kurullarına bir hukukçu üye bulunması gereği düşünülmemiş, Disiplin Kurulları bugüne kadar hiç çalıştırılmamıştır.
Divan Kurulları da biraz da tüzüğünün yetersizliği nedeniyle, kulüpte ki hiçbir soruna el atmamıştır. Denetleme Kurulları hiçbir dönemde yönetimlerin yaptıkları hataları raporlarına geçirmemiş, hatta bunca yanlışın yapılarak kulübün borç batağına girmesine neden olanların gerektiği halde aklanmaması yönünde bir rapor da hazırlamamıştır. Divan Başkanlık Kurulları o günlerde özellikle yerel kamuoyunda hemen her gün tartışılan menajer Adnan Sezgin döneminde yapılan onlarca yanlışa hiçbir müdahale de bulunmamıştır. İşte böyle bir ortamda, göreve talip olan Divan Başkanlık Kurulu olarak Samsunspor’un kurumsallaşması adına, Divan Kurulu Tüzüğü ile Disiplin Kurulu Tüzüğünü üç büyük kulüp ile Bursaspor’un tüzüklerinden yararlanarak yeniden hazırladık.
Hazırlanan tüzük taslakları, Samsunspor Yönetim Kurulu ile yapılan son ortak toplantıda kendilerine verildi. Samsunspor Tüzüğünün diğer bölümlerinin de, yenilenen Divan ve Disiplin Kurulları seviyesinde yenilenmesi gerekeceği konusunda ki önerimiz de iletildi.
KURUMSALLAŞMA SAĞLANMALI
Divan Başkanlık Kurulu olarak üçer aylık aralarla Samsunspor Yönetim Kurulundan bilgi almayı sürdürdük. Zaman zaman da Sayın Erkurt Tutu Divan Başkanlık Kurulu toplantılarımıza katılarak bilgi vermeyi sürdürdü. Divan Kurulu olarak ilk kez yerel basında tartışılan ve ağır suçlamaların yapıldığı Aminu Umar’ın bedelsiz olarak Samsunspor’ dan kopartılması olayını soruşturma konusu yaparak, olayda suçlayan ve suçlananlar dinlenmiş ve hazırlanan rapor doğrultusunda Disiplin Kurulu çalıştırılmıştır.
Nitekim Disiplin Kurulu da yaptığı inceleme sonunda verdiği cezaları da açıklanmak üzere Samsunspor Yönetim Kurulu’na sunmuştur. Amacımız, Samsunspor’da kurumsallaşmanın sağlanması ve gerektiğinde kurullarının görev yapmasını sağlamaktır. Eğer özellikle Denetleme ve Divan Kurulları yenilenecek tüzükleri doğrultusunda görevlerini yapacak olursa, bugüne kadar yapılan yanlışların azalacağı inancını taşıyoruz. Samsunspor adına sevindirici olan, artık hesapların son derece düzgün yürütüldüğü gerçeğidir. En son yapılan Bağımsız Denetim Kurulu raporlarının da bunu doğruladığını söylemek istiyorum.
Eğer bu sistem sürdürülebilirse, bundan sonra gelecek hiçbir yönetim kayıtlarda bulunmayan borçlarla karşı karşıya kalmayacaktır. Evet! Değerli Samsunsporlular, işte bu nedenlerle asıl şimdi bütün gücümüzle Samsunsporumuza sahip çıkmak zamanıdır. Tabii ki, bu Yönetim Kurulunun da varsa yanlışlarını yapılacak ilk Genel Kurul’da sorgulamak tüm Samsunspor üyelerinin en doğal hakkıdır.