Anasayfa
  • SAMSUN HABER
  • SAMSUNSPOR
  • ASAYİŞ
  • EKONOMİ
  • SİYASET
  • SPOR
  • GÜNDEM
  • EĞİTİM MAGAZİN ÇEVRE - ENERJİ İNSAN DÜNYA TEKNOLOJİ KÜLTÜR SANAT YAŞAM TÜRKİYE GÜNDEMİ SAĞLIK
  • Ara
SON DAKİKA:
00:34
DEVRE ARASI TRANSFERİNDE SON GÜN
00:27
DUALARIMIZ SENİNLE EYÜP
00:26
BARIŞ’IN KARDEŞİ SON ANDA KURTULDU
00:12
MAÇLARIN TARİHLERİ BELLİ OLDU
Video Galeri Foto Galeri Yazarlar
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
  1. Köşe Yazarları
  2. SADİ SUBAŞI
  3. NAZIM HİKMET, VATANSEVERLİK
08 Haziran 2021 - 09:56

NAZIM HİKMET, VATANSEVERLİK

08 Haziran 2021 - 09:56
Yorumlar
TAKİP ETTAKİP ET
Yazdır
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
NAZIM HİKMET, VATANSEVERLİK
SADİ SUBAŞI

Geçtiğimiz hafta dünyaca ünlü şairimiz Nazım Hikmet’in ölümünün 58. Ölüm yıl dönümüydü.

   Çeşitli törenlerle anılan Nazım Hikmet, komünist damgası ile yıllarca takibata uğramış, cezaevlerinde eziyet çekmiş ve sonunda yurt dışına kaçarak yaşamını o zamanların Sovyetler Birliği’n de geçirmiş bir ulusal şairimizdi.

   Rahmetli Nazım Hikmet ile ilgili düşündüklerimi yazmadan önce 1948 yılı sonrası başlayan kominizim dalgasından ve komünizm karşıtlığından söz etmek istiyorum.

   2. Dünya Savaşı sonrası Amerika tarafından antikomünist hedefleri olan bir ekonomik bir yardım paketi olan Marshall Planı yürürlüğe konulur. 1948-1951 yılları arasında bu yardımdan yararlanan 16 ülkeden birisi de Türkiye olmuştur.

   1948 ile 1957 arasında Türkiye’ye de uygulanan Marshall yardımı ile Türkiye, Cumhuriyet döneminde ilk dış borçlanmasını yapmış, bu yardım karşılığında da hiç bir ilgimiz olmayan Kore Savaşı’na sokularak şehitler vermiştir.

   Marshall Planı’nın uygulandığı tarihte 1 USD, 1 TL. Dır. Başlayan dış borçlanma ile ülkemizin tüm ekonomisi dışa bağımlı hale gelmeye ve giderek Türk Lirası yabancı paralara göre değer kaybetmeye başlamıştır.  

   Amerika’nın Ortadoğu’da ki çıkarları karşısında engel gördüğü için Sovyetler Birliğinin önünü kesmek amacında olduğu o tarihlerde çok bilinen bir gerçek değildir.

   Oysa Amerika’nın asıl amacı, bu planla Sovyetler Birliği ile sınır ve siyasi ilişkisi olan ülkelere yaptığı bu yardım ile giderek yayılacağından korkulan komünizme karşı bir kalkan oluşturmaktır.

   1950 sonrası yılları yaşayanların çok iyi hatırlayacakları gibi o yıllarda iktidarın muhaliflerini, hatta birilerinin karşıtlarını cezaevlerine tıkmak için kullandığı en önemli suçlama aleti “Komünist Damgası” vurmaktı.

   1945 doğumlu birsi olarak üniversite yıllarımı İstanbul’da 1968 kuşağı içerisinde geçirdim. Eğer 1968 Şubatında mezun olup askere gitmeseydim, olasıdır ki kendimi 1970 öncesi gelişen öğrenci olayları içinde bulurdum diye düşünüyorum.

  O dönemlerde üniversite öğrencileri arasında yeni yeni gelişen devrimci hareketlerin birçok toplantısında bulunmuştum. O zaman da bir türlü kabul edemediğim şey, komünizmi savunan gençlerin bazılarının Maocu, Leninci veya Stalinci olmalarıydı.

  Oysa okuduğum kitaplardan ve takip edebildiğim siyasi literatürlerden anladığım kadarı ile örneğin bir Fransız Komünisti, önce Fransız Milliyetçisi, sonra da ekonomik ve siyasi rejim olarak komünizm yanlısıydı. Zaten sol kesim arasında ki kavgaların temelinde de bu ayrışma yatmaktaydı.

   Bu nedenle, bunların arasında ülkesini seven tam bağımsız Türkiye yanlısı vatansever olan ama ekonomik ve siyasi rejim tercihlerini komünizmden yana kullananları ayırt etmek gerekir.

   Eğer,  “Tam bağımsız Türkiye” isteklerinden başka idealleri olmayan devrimci gençler idam sehpalarında genç yaşlarında yaşamlarından kopartılmamış olsaydı, belki de bugün onlar ülkemizin tam bağımsız politikalar üretecek önemli siyasetçileri olacaktı.

   İşte bu anlattıklarımın en büyük örneği NAZIM HİKMET’TİR.

   Şimdi sizlerle Nazım Hikmet’i en güzel anlatan bir söyleşiyi paylaşmak istiyorum;

   Yıl 1954. Budapeşte Radyosunda Nazım Hikmet ile bir söyleşi yapılır. İşte Nazım Hikmet’in sözleri;

    Şu 1954 senesinde Türkiye’de ki kime mürteci derler? Kime vatan haini derler? kime inkılap düşmanı derler, kime Kemalizm Prensiplerinin can düşmanı derler? Bunları anlamak lazım.

   Şimdi benim kanaatime göre Türkiye’de ki en büyük mesele, yurt meselesidir, evimizin meselesidir, evimizin bağımsızlığının meselesidir.

  Bir defa her şeyden önce, bizim kendi evimizde bizim o evin sahibi gibi yaşamamızdır. Kim bizim eve hırsızı sokmuşsa ve kim bizi bu hırsıza hizmetçi yapmışsa mürtecidir. Kemalizm prensiplerine düşman olan odur. Vatan haini olan odur.

   Yani demek istiyorum ki, Arapça ezan okutmaya taraftardır. Bu adam mürteci midir? Değil midir? Bu, bugünün meselesi değildir.

   Bugünün meselesi, kim Türkiye’yi Amerika’ ya satmış ve satmaya devam etmektedir? Kim sanayisini mahvetmiştir? Kim mahvetmeye devam etmektedir? Kim Türkiye köylüsünü ve işçisini müstemleke kölesi haline getirmiştir? Getirmeye devam etmektedirler? İşte bunlar mürtecidir.  Bunlar Kemalizm’i inkâr etmişlerdir. Bunlar vatan hainidir.

  Bunların haricinde kalan insanlar, dini kanaatleri ne olursa olsun, vicdani kanaatleri ne olursa olsun, hangi siyasi partiye bağlı olursa olsunlar, vatanını seven insanlardır. Bugünün şartları içinde ileri Türk insanlarıdır.

     Bu bakımdan yine tekrar ediyorum, Türkiye’de ki insanlar vicdani kanaatleri ne olursa olsun, siyasi kanaatleri ne olursa olsun, hangi siyasi partiye mensup bulunursa bulunsunlar eğer Türkiye’nin gerçek milli bağımsızlığından yanaysalar,

  Yani daha açık konuşalım, eğer Türkiye’den Amerikan hâkimiyetinin defolup gitmesinden yanaysalar, Türkiye sanayisinin gelişmesinden yanaysalar, Türkiye’de hayatın ucuzlamasından yanaysalar, Türkiye’nin eski şerefiyle yaşamasından yanaysalar, yani Türkiye hassasiyetini şerefini taşıyorlarsa, ileri insanlardır.

 

    Spiker;

  Peki, bu Türk idarecilerinin Türkiye’de yarattıkları bu terör havası, Türkiye’de ki bağımsızlık ve barış savaşını durdurmuş mudur?

  Hakları mahvetmek kabil değildir. Teşekkül eden bir millet, yaşayan bir millet ölmez. Türk Milleti de böyle. Türk Milleti denilen bir millet, Türkiye Halkı denen bir halk, bu halkın yok olması imkânsızdır.

  Ne demek istiyorum;

  Yani bugün yapılan terör şu veya bu partiye karşı değildir. Bugün yapılan terör bu veya şu kanaate karşı değildir bu veya şu kanaate karşı değildir. Bugün yapılan terör, Türk Milleti’ne karşıdır ve Türk Milletini imha etmek için, yok etmek için yapılan terördür.

  Türk Milleti yok olmaz. Binaenaleyh, her şeye rağmen, Türk Milleti yaşayacaktır. Ve her şeye rağmen, biz 2. Milli Bağımsızlık Savaşından muzaffer çıkacağız.  

  SONUÇ:

  Yukarıda ki sözlerin sahibi, Kurtuluş Savaşı Destanı’nın-Kuvayı Milliye Destanı gibi memleket sevgisi ile dolu eserlerin sahibi, yıllarca vatan haini olarak damgalanmış ve vatan, vatan diyerek vatan hasreti ile vatanı dışında vefat etmiş birisidir…

  Bugün savunduğu fikirler ve vatan sevgisi ile dopdolu şiirleri sadece ülkemizde değil tüm dünyada dillerden dillere dolaşmakta ve şarkıları okunmaktadır. O günlerde söylediği ülkemizin acıları, ne yazık ki aradan geçen 70 yıla rağmen hala sürmektedir.

  Yaşamı acı ve vatan hasreti ile geçen bu insanın söylemleri, bugün hala çevresine ışık saçmaktadır. Işıklarda uyu güzel insan.

  Sağlıklı ve güneşli bir yaz günü dileğiyle…

 

 

SADİ SUBAŞI-KÖŞE YAZISI

 

e-posta; [email protected]             SUNUŞ

 

                        NAZIM HİKMET, VATANSEVERLİK

 

   Geçtiğimiz hafta dünyaca ünlü şairimiz Nazım Hikmet’in ölümünün 58. Ölüm yıl dönümüydü.

   Çeşitli törenlerle anılan Nazım Hikmet, komünist damgası ile yıllarca takibata uğramış, cezaevlerinde eziyet çekmiş ve sonunda yurt dışına kaçarak yaşamını o zamanların Sovyetler Birliği’n de geçirmiş bir ulusal şairimizdi.

   Rahmetli Nazım Hikmet ile ilgili düşündüklerimi yazmadan önce 1948 yılı sonrası başlayan kominizim dalgasından ve komünizm karşıtlığından söz etmek istiyorum.

   2. Dünya Savaşı sonrası Amerika tarafından antikomünist hedefleri olan bir ekonomik bir yardım paketi olan Marshall Planı yürürlüğe konulur. 1948-1951 yılları arasında bu yardımdan yararlanan 16 ülkeden birisi de Türkiye olmuştur.

   1948 ile 1957 arasında Türkiye’ye de uygulanan Marshall yardımı ile Türkiye, Cumhuriyet döneminde ilk dış borçlanmasını yapmış, bu yardım karşılığında da hiç bir ilgimiz olmayan Kore Savaşı’na sokularak şehitler vermiştir.

   Marshall Planı’nın uygulandığı tarihte 1 USD, 1 TL. Dır. Başlayan dış borçlanma ile ülkemizin tüm ekonomisi dışa bağımlı hale gelmeye ve giderek Türk Lirası yabancı paralara göre değer kaybetmeye başlamıştır.  

   Amerika’nın Ortadoğu’da ki çıkarları karşısında engel gördüğü için Sovyetler Birliğinin önünü kesmek amacında olduğu o tarihlerde çok bilinen bir gerçek değildir.

   Oysa Amerika’nın asıl amacı, bu planla Sovyetler Birliği ile sınır ve siyasi ilişkisi olan ülkelere yaptığı bu yardım ile giderek yayılacağından korkulan komünizme karşı bir kalkan oluşturmaktır.

   1950 sonrası yılları yaşayanların çok iyi hatırlayacakları gibi o yıllarda iktidarın muhaliflerini, hatta birilerinin karşıtlarını cezaevlerine tıkmak için kullandığı en önemli suçlama aleti “Komünist Damgası” vurmaktı.

   1945 doğumlu birsi olarak üniversite yıllarımı İstanbul’da 1968 kuşağı içerisinde geçirdim. Eğer 1968 Şubatında mezun olup askere gitmeseydim, olasıdır ki kendimi 1970 öncesi gelişen öğrenci olayları içinde bulurdum diye düşünüyorum.

  O dönemlerde üniversite öğrencileri arasında yeni yeni gelişen devrimci hareketlerin birçok toplantısında bulunmuştum. O zaman da bir türlü kabul edemediğim şey, komünizmi savunan gençlerin bazılarının Maocu, Leninci veya Stalinci olmalarıydı.

  Oysa okuduğum kitaplardan ve takip edebildiğim siyasi literatürlerden anladığım kadarı ile örneğin bir Fransız Komünisti, önce Fransız Milliyetçisi, sonra da ekonomik ve siyasi rejim olarak komünizm yanlısıydı. Zaten sol kesim arasında ki kavgaların temelinde de bu ayrışma yatmaktaydı.

   Bu nedenle, bunların arasında ülkesini seven tam bağımsız Türkiye yanlısı vatansever olan ama ekonomik ve siyasi rejim tercihlerini komünizmden yana kullananları ayırt etmek gerekir.

   Eğer,  “Tam bağımsız Türkiye” isteklerinden başka idealleri olmayan devrimci gençler idam sehpalarında genç yaşlarında yaşamlarından kopartılmamış olsaydı, belki de bugün onlar ülkemizin tam bağımsız politikalar üretecek önemli siyasetçileri olacaktı.

   İşte bu anlattıklarımın en büyük örneği NAZIM HİKMET’TİR.

   Şimdi sizlerle Nazım Hikmet’i en güzel anlatan bir söyleşiyi paylaşmak istiyorum;

   Yıl 1954. Budapeşte Radyosunda Nazım Hikmet ile bir söyleşi yapılır. İşte Nazım Hikmet’in sözleri;

    Şu 1954 senesinde Türkiye’de ki kime mürteci derler? Kime vatan haini derler? kime inkılap düşmanı derler, kime Kemalizm Prensiplerinin can düşmanı derler? Bunları anlamak lazım.

   Şimdi benim kanaatime göre Türkiye’de ki en büyük mesele, yurt meselesidir, evimizin meselesidir, evimizin bağımsızlığının meselesidir.

  Bir defa her şeyden önce, bizim kendi evimizde bizim o evin sahibi gibi yaşamamızdır. Kim bizim eve hırsızı sokmuşsa ve kim bizi bu hırsıza hizmetçi yapmışsa mürtecidir. Kemalizm prensiplerine düşman olan odur. Vatan haini olan odur.

   Yani demek istiyorum ki, Arapça ezan okutmaya taraftardır. Bu adam mürteci midir? Değil midir? Bu, bugünün meselesi değildir.

   Bugünün meselesi, kim Türkiye’yi Amerika’ ya satmış ve satmaya devam etmektedir? Kim sanayisini mahvetmiştir? Kim mahvetmeye devam etmektedir? Kim Türkiye köylüsünü ve işçisini müstemleke kölesi haline getirmiştir? Getirmeye devam etmektedirler? İşte bunlar mürtecidir.  Bunlar Kemalizm’i inkâr etmişlerdir. Bunlar vatan hainidir.

  Bunların haricinde kalan insanlar, dini kanaatleri ne olursa olsun, vicdani kanaatleri ne olursa olsun, hangi siyasi partiye bağlı olursa olsunlar, vatanını seven insanlardır. Bugünün şartları içinde ileri Türk insanlarıdır.

     Bu bakımdan yine tekrar ediyorum, Türkiye’de ki insanlar vicdani kanaatleri ne olursa olsun, siyasi kanaatleri ne olursa olsun, hangi siyasi partiye mensup bulunursa bulunsunlar eğer Türkiye’nin gerçek milli bağımsızlığından yanaysalar,

  Yani daha açık konuşalım, eğer Türkiye’den Amerikan hâkimiyetinin defolup gitmesinden yanaysalar, Türkiye sanayisinin gelişmesinden yanaysalar, Türkiye’de hayatın ucuzlamasından yanaysalar, Türkiye’nin eski şerefiyle yaşamasından yanaysalar, yani Türkiye hassasiyetini şerefini taşıyorlarsa, ileri insanlardır.

 

    Spiker;

  Peki, bu Türk idarecilerinin Türkiye’de yarattıkları bu terör havası, Türkiye’de ki bağımsızlık ve barış savaşını durdurmuş mudur?

  Hakları mahvetmek kabil değildir. Teşekkül eden bir millet, yaşayan bir millet ölmez. Türk Milleti de böyle. Türk Milleti denilen bir millet, Türkiye Halkı denen bir halk, bu halkın yok olması imkânsızdır.

  Ne demek istiyorum;

  Yani bugün yapılan terör şu veya bu partiye karşı değildir. Bugün yapılan terör bu veya şu kanaate karşı değildir bu veya şu kanaate karşı değildir. Bugün yapılan terör, Türk Milleti’ne karşıdır ve Türk Milletini imha etmek için, yok etmek için yapılan terördür.

  Türk Milleti yok olmaz. Binaenaleyh, her şeye rağmen, Türk Milleti yaşayacaktır. Ve her şeye rağmen, biz 2. Milli Bağımsızlık Savaşından muzaffer çıkacağız.  

  SONUÇ:

  Yukarıda ki sözlerin sahibi, Kurtuluş Savaşı Destanı’nın-Kuvayı Milliye Destanı gibi memleket sevgisi ile dolu eserlerin sahibi, yıllarca vatan haini olarak damgalanmış ve vatan, vatan diyerek vatan hasreti ile vatanı dışında vefat etmiş birisidir…

  Bugün savunduğu fikirler ve vatan sevgisi ile dopdolu şiirleri sadece ülkemizde değil tüm dünyada dillerden dillere dolaşmakta ve şarkıları okunmaktadır. O günlerde söylediği ülkemizin acıları, ne yazık ki aradan geçen 70 yıla rağmen hala sürmektedir.

  Yaşamı acı ve vatan hasreti ile geçen bu insanın söylemleri, bugün hala çevresine ışık saçmaktadır. Işıklarda uyu güzel insan.

  Sağlıklı ve güneşli bir yaz günü dileğiyle…

  • YORUMLAR
adlı kullanıcıya cevap x

Yazarın Diğer Yazıları

  • SAMSUN SAHİLİ YOK OLURKEN SUSANLAR, ŞİMDİ KONUŞUYOR. - 31 Ocak 2023
  • BURASI SAMSUN, OLUR BÖYLE ŞEYLER - 06 Ocak 2023
  • BUNLAR BENİM ÜLKEM DE OLAMAZ, OLMAMALIDIR - 13 Aralık 2022
  • SAMSUNSPOR'DA SÜREGELEN GERÇEK SORUN NEDİR? - 16 Eylül 2022
  • SAYIN KILIÇDAROĞLU VE MUHALEFET BLOĞUNU TEMSİL EDEN "ALTILI MASA'NIN" DEĞERLENDİRMESİ - 2. BÖLÜM - - 24 Ağustos 2022
  • ALTILI MASA VE KEMAL KILIÇDAROĞLU'NUN CUMHURBAŞKANLIĞI ADAYLIĞININ DEĞERLENDİRMESİ. 1.BÖLÜM - 23 Ağustos 2022
  • GÜNÜMÜZ TÜRKİYE'SİNDE YAŞANANLARIN BENİM PENCEREMDEN DEĞERLENDİRİLMESİ - 27 Temmuz 2022
  • SAMSUN'DA DOĞMUŞ OLMAK VE SAMSUNLUYUM DEMEK, SAMSUNLU OLMAK İÇİN YETERLİ DEĞİLDİR. - 16 Temmuz 2022
  • SAMSUN'DA DOĞMUŞ OLMAK VE SAMSUNLUYUM DEMEK, SAMSUNLU OLMAK İÇİN YETERLİ DEĞİLDİR. - 15 Temmuz 2022
  • SİYASETTE İNATLAŞMA, DAYATMA VE KORKUTMA İLE BAŞARILI OLUNAMAZ.  - 28 Haziran 2022
  • SAMSUN İLE BU KADAR İNATLAŞMAK NEDEN? - 18 Mayıs 2022
  • ÜLKEMİZDE YAŞANAN OLUSUZLUKLAR BİR RASTLANTI OLABİLİR Mİ? 2. BÖLÜM - 15 Nisan 2022
  • ÜLKEMİZDE YAŞANAN OLUSUZLUKLAR BİR RASTLANTI OLABİLİR Mİ? 1. BÖLÜM - 14 Nisan 2022
  • RUSYA-UKRAYNA SAVAŞININ HATIRLATTIĞI ACI GERÇEKLER. 3. BÖLÜM - 30 Mart 2022
  •  RUSYA-UKRAYNA SAVAŞININ HATIRLATTIĞI ACI GERÇEKLER. 2. BÖLÜM - 29 Mart 2022
  • RUSYA-UKRAYNA SAVAŞININ HATIRLATTIĞI ACI GERÇEKLER. - 28 Mart 2022
  • YARGIDAN SONRA TIP CAMİASI VE TÜRK FUTBOLUNA DA DARBE VURULDU - 14 Mart 2022
  • SON ELLİ YILDA NELERİ KAYBETTİK, NELERİ? HATIRLAYALIM MI? - 23 Şubat 2022
  • SAMSUNLULAR, BU UTANCI HAK ETMEDİKLERİNİ HAYKIRIYOR - 08 Şubat 2022
  • BU TOPLUMU SİYASETÇİLER DE BÖLEMEYECEK - 01 Şubat 2022
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 26
Köşe Yazarları
YİNE KAĞIT BİNALAR...
A.YENER CABBAR
YİNE KAĞIT BİNALAR...
DEPREMİN HATIRLATTIĞI
İSMAİL BAŞARAN
DEPREMİN HATIRLATTIĞI
Ülkemin deprem gerçeği
RAGIP GÖKER
Ülkemin deprem gerçeği
DEPREM KENTSEL DÖNÜŞÜMÜ BEKLEMEZ!
MEHMET AKSOY
DEPREM KENTSEL DÖNÜŞÜMÜ BEKLEMEZ!
GEÇMİŞ OLSUN TÜRKİYEM
CEMİL CİĞERİM
GEÇMİŞ OLSUN TÜRKİYEM
HİKAYESİ UZUN İLK DEVRE....
N. ALPER CABBAR
HİKAYESİ UZUN İLK DEVRE....
Lider gibi oynadık ama... 
SELÇUK KAYA
Lider gibi oynadık ama... 
Hüseyin Eroğlu dokunuşu…
DAVUT AKTAŞ
Hüseyin Eroğlu dokunuşu…
YUSUF ZİYA ÇAKIR
YUSUF ZİYA ÇAKIR
MANİSA'DA DONDUK...
SAMSUN SAHİLİ YOK OLURKEN SUSANLAR, ŞİMDİ KONUŞUYOR.
SADİ SUBAŞI
SAMSUN SAHİLİ YOK OLURKEN SUSANLAR, ŞİMDİ KONUŞUYOR.
İYİ PARTİ SAMSUN KONGRESİNİN VERDİĞİ MESAJ!
ADNAN ÖZ
İYİ PARTİ SAMSUN KONGRESİNİN VERDİĞİ MESAJ!
ASFED'E... SAMSUNLULAR ADINA.. SONSUZ TEŞEKKÜRLER...
ŞAKİR DEMİRCİ
ASFED'E... SAMSUNLULAR ADINA.. SONSUZ TEŞEKKÜRLER...
Canik sel felaketinin sorumluları bulunamadı
ZEKERİYA FIRAT
Canik sel felaketinin sorumluları bulunamadı
Av. GÜRHAN GÜNDÜZ
Av. GÜRHAN GÜNDÜZ
DUR ! YOLCU
MANİSA VİRAJINI DÖNEMEDİK!
TUFAN İPEK
MANİSA VİRAJINI DÖNEMEDİK!
CANBERK CONKOR
CANBERK CONKOR
HÜSEYİN EROĞLU'NUN ETKİSİ!
Rize'de cevap arayan sorular
Dr. BATUHAN ÖRS
Rize'de cevap arayan sorular
ALMANYA BİZİ KISKANIYOR
ALPARSLAN ÇEPNİ
ALMANYA BİZİ KISKANIYOR
Seçimler de izlenmesi gereken stratejiler…
REMZİ KOZAL
Seçimler de izlenmesi gereken stratejiler…
KADININ HAKKI TERAZİDE KALMASIN
TAHSİN ÇAYIROĞLU
KADININ HAKKI TERAZİDE KALMASIN
ZURNA
ZEKAİ GÜL
ZURNA
KİM ART NİYETLİ?
E. CANER CABBAR
KİM ART NİYETLİ?
BAŞARININ EN BÜYÜK ANAHTARI
ZEKAİ ANIL
BAŞARININ EN BÜYÜK ANAHTARI
ESAT BEŞER
ESAT BEŞER
Türk Aşığı Çeçen Lider
Çok Okunan Haberler
Salıpazarı Kışında Yürekleri Isıttılar
Salıpazarı Kışında Yürekleri Isıttılar
İlkadım depremzedeler  için tek yürek oldu 
İlkadım depremzedeler  için tek yürek oldu 
19 Mayıs'ta Kuru Gıda Talebi
19 Mayıs'ta Kuru Gıda Talebi
10 İlde 3 Ay OHAL İlan Edildi!
10 İlde 3 Ay OHAL İlan Edildi!
Çarşamba Depremin Yaralarını Sarmaya Gitti
Çarşamba Depremin Yaralarını Sarmaya Gitti
Ana Sayfa
SAMSUN HABER
SAMSUNSPOR
ASAYİŞ
EKONOMİ
SİYASET
SPOR
GÜNDEM
EĞİTİM
MAGAZİN
ÇEVRE - ENERJİ
İNSAN
DÜNYA
TEKNOLOJİ
KÜLTÜR SANAT
YAŞAM
TÜRKİYE GÜNDEMİ
SAĞLIK
Foto Galeri
Video Galeri
Günün Haberleri
Arşiv
Gazete Arşivi
Hava Durumu
Gazete Manşetleri
Nöbetci Eczaneler
Namaz Vakitleri
  • ASAYİŞ
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • GÜNDEM
  • SAMSUN HABER
  • SAMSUNSPOR
  • SİYASET
  • SPOR
  • Foto Galeri
  • Video Galeri
  • Köşe Yazarları
  • Günün Haberleri
  • Arşiv
  • Gazete Arşivi
  • Hava Durumu
  • Gazete Manşetleri
  • Nöbetci Eczaneler
  • Namaz Vakitleri

  • Rss
  • Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri

Sitemizde bulunan yazı , video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır.
İzinsiz veya kaynak gösterilemeden kullanılamaz.

Yazılım: Tumeva Bilişim