TARİHİNİ BİLMEYEN TOPLUMUN LOZAN TARTIŞMASI
2. BÖLÜM
LOZAN ANTLAŞMASININ ÖNÜ VE ARKASI
Bu hafta ki köşe yazımın dün yayınlanan ilk bölümünde geçtiğimiz hafta içerisin de başlayan “Lozan Zafer mi? Değil mi?” Tartışmasını irdelemeye başlamış ve Lozan öncesinde yaşanan tarihi olaylara değinmiştim.
Bugünkü 2. Bölümde de Lozan Antlaşmasının öncesini ve maddelerini sizlerle paylaşacağım.
Bilindiği gibi dev Osmanlı İmparatorluğu kötü yönetimler sonucu giderek zayıfladığı ve gücünü kaybettiği bir dönemde, kendisini patlayan 1. Dünya Savaşı’nın içinde bulmuştu. Savaş bittiğinde ise, Osmanlı Devleti kaybedenler arasında yer alıyordu.
1920 yazına gelindiğinde I. Dünya Savaşı bitmiş ve savaşın galipleri, savaşın mağlupları olan Almanya, Bulgaristan, Avusturya Macaristan’a Barış Antlaşmasını kabul ettirerek hesaplaşmış, hesaplaşılmayan tek mağlup ülke olarak kalan Osmanlı İmparatorluğu ile hesaplaşmaları ise, 10 Ağustos 1920'de Sevr'de gerçekleşti.
Görüşmelere katılan üç Türk murahhası Paris'in banliyösü Sevrese’ de Osmanlı’ya dayatılan anlaşmayı imzalar, ancak Ankara'da TBMM'nin Sevr Antlaşmasına tepkisi çok sert olur.
Ankara İstiklal Mahkemesi bir numaralı kararı ile anlaşmaya imza koyan üç murahhas üye ve Sadrazam Damat Ferit Paşa’yı idama mahkûm edilerek vatan haini ilan edilir.
Bu sırada, son vatan toprağı olan Anadolu’da işgal edilmiş ve bu işgali kabul etmeyen Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğinde başlayan Milli Mücadele devam etmektedir...
Milli Mücadelenin zaferle sonuçlanması ve İzmir'in de Kurtarılması sonrası İngiltere, içinde 2 uçak gemisinin de bulunduğu donanmayı İstanbul’a, ABD’ de 13 yeni savaş gemisini Türkiye sularına göndermiştir.
Amiral Bristol Komutasında ki Scorpion Gemisi de istihbarat görevi de yapmak üzere zaten 1908’ den beri sürekli olarak İstanbul'da bulunuyordu.
Tüm bunlara rağmen, Yunan kuvvetlerine karşı elde edilen zafer in de etkisi ile İtilaf Devletleri 28 Ekim1922 tarihinde barış şartlarını konuşmak üzere Lozan'da toplanacak olan barış konferansına Ankara Hükümetini davet ediyorlardı.
Mustafa Kemal Paşa, Mudanya görüşmelerine de katılan İsmet Paşa'nın Lozan'a baş temsilci olarak gönderilmesini uygun bulmuş ve İsmet Paşa Dışişleri Bakanlığına getirilmiştir.
İtilaf Devletleri, Lozan'da Ankara Hükümeti üzerinde baskı kurmak üzere İstanbul Hükümeti’ni de Lozan’a davet ederler. Bu duruma tepki gösteren Ankara Hükümeti TBMM kararı ile, 1 Kasım 1922'de saltanatı kaldırır..
Ankara Hükûmeti Lozan’da Misakı- Milliyi gerçekleştirmeyi, Ermeni devletinin kurulmasını engellemeyi, Kapitülasyonları kaldırmayı, Türkiye ile Yunanistan arasındaki sorunlarını çözmeyi ve Türkiye ile Avrupa devletleri arasındaki ekonomik, siyasal, hukuksal sorunları çözmeyi amaçlıyor ve Ermeni ile kapitülasyonlar hakkında anlaşma sağlanamazsa, görüşmeleri kesme kararı alıyordu.
Ankara Hükümeti, Lozan’da sadece Anadolu' dan çıkardığı Yunanlılarla değil, I. Dünya Savaşı'nda Osmanlı Devleti'ni mağlup eden devletlerle de karşılaşıp hesaplaşıyordu. Artık tarihe karışmış olan bu imparatorluğun tüm tasfiye davaları ile yüzleşmek zorunda kalıyordu.
Lozan Görüşmeleri, işte böylesine zor şartlarda 20 Kasım 1922'de başlıyordu.
Osmanlı borçları, Türk - Yunan sınırı, boğazlar, Musul, azınlıklar ve Kapitülasyonlar üzerinde uzun görüşmeler yapılıyor ancak kapitülasyonların kaldırılması, İstanbul’un boşaltılması ve Musul konularında anlaşma sağlanamıyordu.
İtilaf Devletleri’nin tavize yanaşmaması ve önemli görüş ayrılıkları çıkması üzerine 4 Şubat 1923'te görüşmeler kesiliyor ve savaş ihtimali yeniden gündeme geliyordu.
Bu gelişme üzerine Başkomutan Mareşal Mustafa Kemal Paşa, Türk Ordusu'na savaş hazırlıklarının başlamasını emrederken, Sovyetler Birliği de eğer tekrar savaş çıkarsa, bu kez Türkiye'nin yanında savaşa gireceğini duyuruyordu.
Türkiye’de ki azınlık Temsilcilerinin de Türkiye'yi destekleme kararı alarak arabulucu olması ile yeni bir savaşı ve kendi kamuoyunun tepkisini göze alamayan İtilaf Devletleri, barış görüşmelerini yeniden başlatmak için Türkiye'yi Lozan'a çağırıyordu.
23 Nisan 1923'te yeniden başlayan görüşmeler, 24 Temmuz 1923’de taraf temsilcilerinin Lozan Barış Antlaşması'nın imzalanması ile sonuçlanmıştır.
Antlaşma, Türkiye, Yunanistan, İtalya, Japonya, İngiltere'nin kendi meclislerinde anlaşmanın onaylaması ile 6 Ağustos 1924 tarihinde yürürlüğe girmiştir
Bu antlaşmayla sadece Musul sorunu çözülemediğinden, Irak sınırı belirlenememiştir.
Savaşın suçlusu olarak Yunanistan belirlenmiş, Türkiye Cumhuriyeti Boğazlar konusunda taviz vermemiştir.
Not; Köşe yazımın yarın yayınlanacak 3. ve son bölümünde, Lozan Antlaşması’nın maddeleri ve bu konuda ki dış kaynakların yorumlarını sizlerle paylaşacağım.
Pazar günü yine kalleş bir saldırıda on Mehmetçiğimiz ve günahsız birçok vatandaşımız da hayatını kaybetmiştir. Şehitlerimize rahmet, kederli ailelerine sabırların en yücesini diliyorum.
Şehit haberlerin gelmeyeceği bir hafta dileğiyle...
Ecz. SADİ SUBAŞI