Tanrının sistemi şeriat değil. Sanatiyettir.
Şeriat dürüst tanımlanırsa faşist milliyetçiliktir. Tanrıyla alakası yoktur.
Arap şeriatı insanları arap, yahudi şeriatı yahudi, türk şeriatı türk yapar. İngiliz şeriatı ingilizleştirir. Farketmez. Hepsi aynı şey. Dayatma, zulüm. Ve zihni bozuk insanlar, psikolojik rahatsızlar yaratır. Kimse insan olmaktan başka bir şey olmak zorunda değil. Başka türlüsünü kim söyledi insana, tabi ki insanlar. Tanrının insanlığa inancına insan inanmayacak mı hala? Daha kapitalizm şeriatı var, komünizm şeriatı, para şeriatı. İnsanlar neler neler yazdılar. Tanrı adına.
Tanrı öldürüyor diye sadece ölümü baz almak ne sefilce, ölüm tanrının tuvalet deliği, tuvalette yaşamak ne korkunç. Bir insan kıymetli biri olamamışsa boktur. Bunu deliğe cumburlop düştüğünde anlar. Kıymetliler hiç tuvalete uğramadan tanrının mülkünde yerlerini alırken. Malı mülkü geride kalanlara dağılıyor diye, yağma kültürü ne kadar insanlıktan uzak. Tanrının ismini boş şeylerle boş boş anmaktır şeriat. Kapitalizm, komünizm, para her şeyi halleder demek sanattan ne kadar uzak. Israrla sanata çeviriyor sizin yarattığınız gerçeklikleri tanrı usanmadan. Bir gün anlayacağınızı umarak.
Tanrının sistemi sanatiyet, bir gün yeryüzüne hakim olacak. Günümüz insanı bunu görmemekle neler kaçırdığını asla bilemeyecek. Ucube şeylerle yaşamını çöpe atıp geçiştirecek. Yakınındakilere tavsiyeleri de onların yaşamını çöp edecek. Üzgünüm. Heba olacak, heba edilecek asırlar sonra farkedilecek bir konu. Yeterinden fazla korku ve savaş yaşandıktan sonra. Henüz değil, günümüz insanının zihni buna elverişli değil, daha kötüyü görmek istiyor. Başka nesiller anlayacaklar. Kendim o nesiller için kibriti çakıyor akşam akşam, o nesiller için içiyorum sigarayı, kendi romanımı yazarken.
Yüce olan sanatla yarattığından, hatta yaratabilen varlıklar yarattığından yücedir. Yoksa yücelik vasfı yalakalıktan öteye gitmezdi. Ancak varlıkları kötüleyerek yüce kalabilirdi. Bu da sahte olurdu. Sahtelik tanrıya yakışmaz.
Güneşteki. Aydaki. Gökyüzündeki. Bir ağacın yapraklarındaki sanat. Düşen bir kozalak. Tık sesi. Tıkır tıkır yuvarlanmak. Sanat. Yeryüzünde tek sünnet var, o da yüce yaratıcının sünneti, yaratmak.
Ve her insan sanatçı olmalı, yaptıklarını sanatla yapmalı. Bir gün mutlaka gerçekleşecek. Ama o gün bugün değil. İnsanlar savaşa hazırlanıyorlar. Ve sanat umurlarında değil. Kendi romanlarını yazdıklarının farkında değiller. Onlara kahraman olduklarını kimse söylemedi, romanlarında birer figüran olmayı marifet sanıyorlar. Tanrı napsın insana, insan ne istiyorsa onu yaratıyor. Bundan daha müthiş ne var. Ve insanlar istemeyi bilmiyorlar.
Yüce yaratıcı hakikati yaratır, insanlar gerçeklikleri. İnsanların yarattıkları gerçeklikleri sanatla eviren de odur.
Sanatiyet tüm erdemleri, tüm insanları kucaklar. Herkesin kahraman olduğu, herkesin kutsal amel defterini insanlık kütüphanesine kazandırdığı bir dünya. Bunu görememek, göremeyecek olmak hüzünlendiriyor akşam akşam. Sigaradan çek bir fırt daha şöyle derin derin.