Fırat Nehri’nin sol yakasında Suriye’nin sınırların içinde bulunan Caber Kalesi’nin eteğindeki türbeye Süleyman Şah Türbesi ya da Türk Mezarı denir. Ki, bu küçük toprak parçası 20 Ekim 1921’de imzalanan Ankara Anlaşması ile vatan toprağı sayıldı.
Suriye’nin Tabka Barajı’nı inşa etmesi üzerine 1973’te yapılan anlaşma gereği Caber Kalesi terkedilerek, türbe Karakozak Köyü’ndeki 10.096 m²'lik yere nakledildi. Bu defa 1995’te Teşrin Barajı nedeniyle türbenin yerinin değiştirilmesi ya da Türkiye’ye nakli istenmişse de 2003’teki anlaşmayla tahkim yapılarak, türbe korundu. Son olarak, IŞID tehdidine karşı 22 Şubat 2015’te Şah-Fırat Operasyonu ile türbe Türkiye sınırına yakın olan Eşme Köyü’ne taşındı.
Caber Kalesi’ndeki Türk Mezarı’nda meftun olan Süleyman Şah, Selçukoğullarından olup, Türkiye’nin de kurucusudur. Sıklıkla karıştırıldığının aksine Ertuğruloğlu Osman Gazi’nin Kutalmışoğlu Süleyman Şah ile ilişkisi politik olarak vasilik; hısımlık olarak kuzenlik ilişkisinden ibarettir. Selçuklu, Osmanlı ya da Cumhuriyet olsun, Süleyman Şah Türkiye Türklüğünün atasıdır.
1045 yılında Horasan’da doğan Süleyman Şah, 1086 yılında Halep’te öldü. Büyükbabası Aslan Yabgu, Selçuk Bey’in yerine 1009’da Selçuklu tahtına oturdu, ancak 1025’te Gazneli Mahmut’un bir hilesiyle yakalanarak, oğlu Kutalmış Bey ile birlikte Kalincar Kalesi’ne hapsedildi. 1030’da Arslan Yabgu’yu kurtarma teşebbüsü başarısız oldu, ancak oğlu Kutalmış Bey, hapishaneden kaçmayı başardı. 1040’daki Dandanakan Savaşı’nda Gazneliler mağlup edilerek, Tuğrul Bey, Selçuklu tahtına geçti. Batı seferlerinde görevlendirilen Kutalmış Bey, 1061’de Tuğrul Bey’in başka bir şehzadeyi veliaht göstermesi üzerine isyan etti. 1063’te Tuğrul Bey’in ölümüyle Selçuklu tahtına Alparslan Bey oturdu. Alparslan’ın hükümranlığını da tanımayan Kutalmış Bey 1063’te yapılan savaşı kaybederek, öldü. Hanedan üyelerinin idam edilmesinin uğursuzluk getireceği inancıyla Kutalmışoğulları öldürülmedi, ancak gözlem altında tutuldu.
Sultan Alparslan’dan sonra Suriye’de faaliyet gösteren Selçuklu komutanları arasındaki mücadelede rol oynayan Süleyman Şah’ın kardeşleri Alp İlig, Dolat ile amcası Resul Tegin, Atsız’a karşı Söklü’yü destekledi. Ancak Melih Şah’ın desteğini alan Atsız Bey 1073’te, Söklü Beyi mağlup ederek, öldürdü. Bunun üzerine harekete geçen Süleyman Şah, Antakya’ya yürüdü ve şehri kuşattı. Artuk Bey’in İsfahan’a çağrılması üzerine, Süleyman Şah, Atsız Bey ile çatışmak yerine Anadolu’ya, Yabgu Türkmenleri’nin başına geçti.
1075 yılında Konya’yı, akabinde İznik’i (Nikea) fetheden Süleyman Şah, İznik’i başkent yaparak, Türkiye Selçuklu Devleti’nin temelini attı. Büyük Selçuklu Sultanı Melih Şah tarafından “menşur” ve Abbasi Halifesi tarafından da “hilat” gönderilmesi bağımsızlık alameti sayılarak, bugünkü Türkiye Devleti de kurulmuş oldu. Büyük Selçuklu Devleti’nin vassalı ve devamı olan Türkiye Selçuklu Devleti, egemenliğin Atavatan’dan Anavatan’a geçişini simgelemektedir. Hunlardan beri devam edegelen Türk devlet sistemi Selçuklu ile Türkistan’dan Türkiye’ye geçmiştir. Dolayısıyla Türkiye’nin kuruluşu 1075 yılı olsa da, Türk devlet geleneği silsile halinde, kopmadan Hunlar’dan Selçuklu’ya, Selçuklu’dan Osmanlı’ya ve Cumhuriyet’te değin uzanmıştır.
Süleyman Şah’ın ağabeyi Mansur Bey’in isyanını bastırmak ve Anadolu’daki karışıklığı gidermek için Sultan Melih Şah tarafından 1078’de Porsuk Bey, Anadolu’ya gönderildi.
1084’te doğuya sefere çıkan Süleyman Şah, Antakya’yı fethederek, fetih müjdesini İsfahan’a yolladı. Bu muştulu haberden sonra Halep şeyhinin davranışları yüzünden Sultan Melih Şah ile Sultan Süleyman Şah’ın arası açıldı. Süleyman Şah’ın Halep’i kuşatması sonucu üzerine Selçuklu Emir’i Tutuş gönderildi. 1086’da Aynüseylem’de yapılan savaşı Süleyman Şah kaybetti ve Halep Kapısı’nda öldü. Naaşı, Caber Kalesi’nin eteğine defnedildi.
1071’deki Malazgirt Savaşı ile Anadolu’nun kapısı Türklere açıldı. Sultan Alparslan’ın komutanları Rum (Roma) Ülkesi’ne girerek, Anatolya olan bu ülkenin adını Anadolu olarak yazdılar. İşte Anadolu kahramanlarının başında gelen ve Türkiye Devleti’nin kuran Kutalmışoğlu Süleyman Şah’ın türbesi hudutlarımızın dışında bulunmasına rağmen, Anavatan’ın ayrılmaz, yegâne ve kutlu bir parçası sayılmıştır. Ruhu şâd olsun…