Burnunun dibinde sanayileşme hareketi başlamış iken Türkiye neden bunun gerisinde kaldı? XIX. yüzyılda Türkiye, Japonya ile aynı dönemde sanayileşme hamlesini başlattığı halde ne oldu? Çelişki gibi duran bu meselenin temel sorunsalı sosyal ve siyasal kültürde saklıdır! Öncelikle sanayileşmeyi doğuran sebepleri, sonra da iki sistem arasındaki farkı incelemek doğru olacaktır.
Sanayileşmeyi doğuran sebeplerin başında sermaye birikimi ve ücretli emek gelmektedir. Haçlı Seferleri, Reform ve Rönesans hareketleri, coğrafi keşifler, yeni icatlar, sömürgecilik ve beraberinde taşıdığı Merkantilizm sermayenin önünü açmıştır.
Türk İmparatorluğu ile Avrupa arasındaki farklılığı sosyal ve siyasal açıdan ele aldığımızda;
1-Avrupa adem-i merkeziyetçi, yani feodal yapıda örgütlenmiş iken Türkiye tam merkeziyetçi bir yapıdadır. Dolayısıyla alternatif oluşumlara izin verilmemiştir.
2-Avrupa’da özel mülkiyet egemenken Türkiye’de mülkiyet devlete ait olup, müsadere sistemi ile sermaye birikimine izin verilmemiştir.
3-Avrupa’da toprak feodallerin kontrolündeyken Türkiye’de toprak devlete ait olup, gerek yönetici sınıfın ve gerekse köylünün haddinden fazla üretim yapmasına izin verilmemiştir.
4-Avrupa’da loncaya karşı bir başkaldırı başlamışken Türkiye’de lonca örgütü devletin himayesindedir. Lonca farklılaşmaya, fazla üretime ve sermaye birikimine karşı çıkmıştır.
5-Avrupa’da toprağı terk eden köylüler şehirlere yığılmışken Türkiye’de köylünün toprağı terk etmesi ve kente göçmesi engellenmiştir.
6-Avrupa’da aydınlanma çağıyla birlikte dinî, siyasî ve iktisadî düşünce, eğitim ve kültürde dönüşüm yaşanmışken Türkiye’de eğitim ve bilimde dönüşüm sağlanamamıştır.
7-Avrupa’da sömürgecilik sermeye birikimine yol açmışken Türkiye sömürgeci oluşumun dışında kalmıştır.
8-Avrupa’da ticarî korumacılık söz konusuyken Türkiye 1838’de Balta Limanı Anlaşması ile serbest ticaret alanına dönüştürülerek yerel sermeyenin rekabet gücü baltalanmıştır.
9-Avrupa’da ulusal ekonomiler kurulmuşken Türkiye’nin uzun süren savaşlarla ekonomisi bozulmuş ve bütçe gelirleri azalmıştır. Ülke borç batağına saplanarak maliyesi 1881’de Duyun-u Umumiye İdaresi’ne terkedilmiştir.
10-Avrupa’da ülkeler uluslaşmayı tamamlanmışken Türkiye’nin gerek çok uluslu yapısı ve gerekse jeopolitik konumu itibariyle iç ve dış istikrarsızlığa mahkûm olmuştur.
11-Din, toplum ve sermaye ilişkisi: Avrupa Reform Hareketi ile sermaye için gerekli alt yapıyı oluşturmuştur. Ancak Türkiye’de Avrupa’daki bir reform yaşanmadığından sermaye önü toplumsal anlamda açılamamıştır.
Türkiye’nin hem kara hem de deniz ticareti yollarının üstünde olması ve dokuma atölyelerinin varlığı sanayileşme için gerekli unsurlara işaret etmektedir. Ancak yukarıdaki belirtildiği üzere siyasî ve iktisadî sistemde dönüşümün sağlanamamış olması ve sermaye birikiminin üretime dahil edilememesi nedeniyle sanayileşme yaşanmamıştır. Bu durum sistemin iç ve dış dinamikleriyle ilgilidir.
Türkiye ile Japonya aynı dönemde sanayileşme çabası içine girmiştir. Japonya’nın sanayileşmesi de Avrupa’ya öğrenci göndermekle başlamış ve taklit stratejisine dayanmıştır. Sonuçta Japonya sanayi yarışını kazanmıştır. Türkiye’nin aksine Japonya’nın sanayileşmesinin altında beşerî sermaye yatırımı ve jeopolitik konum farklılığı öne çıkmaktadır.
Dönemi anlamak ve yorumlamak bakımından hazin bir öykü olan ‘Haluk İmgesi’ hafızalarda bir yer işgal eder. Bilindiği üzere ünlü düşünür ve şair Tevfik Fikret, “memlekete ziya getirsin” diye oğlu Haluk’u 1909’da Avrupa’ya göndermiştir. Ancak Haluk, babasının arzuladığı ışığı getirmek yerine rahip olmayı tercih ederek babasını hüsrana uğratmıştır.
Siyasi ve iktisadi sistemde dönüşüm; sermaye birikimi... Aydınlanma süreci... Katılıyorum: Yöneticilerde olmayan bilimsel irade.. Saygılarımla...