5 Haziran 2023 Pazartesi günü Samsun yoğun bir yağmur sağanağıyla karşı karşıya geldi. Ladik başta olmak üzere tüm Samsun adeta sele teslim oldu. Dereler taştı, bazı ev ve işyerini su bastı, araçlar sele kapıldı ve ne yazık ki can kaybı yaşandı.
27 Mayıs 2000 tarihinde meydana gelen sel taşkınında kıyı kesimi ve tarım arazilerinde ciddi zararlar oluşmuş ve can kayıpları yaşanmıştı. 24 Ağustos 2007’de İlkadım İlçesi merkez olmak üzere meydana gelen sel baskınında birçok işyeri sular altında kalmıştı. 3 Temmuz 2012’de Canik İlçesi merkez olmak üzere yaşanan sel felaketinde birçok ev ve işyeri sular altında kalmış ve 13 kişi de yaşamını yitirmişti. 8 Ağustos 2013’te Atakum merkez olmak üzere yaşanan sel olayında dereler taşmış, dere yatağında olan işyeri ve evleri su basmış, Sinop yolu ulaşıma kapanmıştı. 23 Ağustos 2019 tarihinde Salıpazarı merkez olmak üzere yaşanan sel baskınında ilçe merkezi büyük zarar görmüş ve can kayıpları yaşanmıştı. 9 Ağustos 2021 tarihinde yaşanan yoğun yağışlar nedeniyle su baskınları olmuş, 9 kişi mahsur kalmış ve bir kişi de çöken istinat duvarının altında kalarak ölmüştü.
Özetlediğimiz biçimde 2000 yılından bu yanda Samsun’da ciddi boyutlarda en az sekiz kez sel baskını yaşandı. Bu sel baskınlarında yüklü miktarda maddi zararlar ortaya çıktığı gibi can kayıpları yaşandı. Özellikle 2012’de Canik’te ve 2019’da Salıpazarı’nda meydana gelen sel baskınları afet niteliğindedir.
Nüfusun hızla artması, düzensiz ve plansız şekilde şehirlerin büyümesi, küresel ısınmasının da etkisiyle insanlar sel felaketleriyle karşı karşıya kalmaktadır. Samsun şehri özelikle Atakum’da kıyıya paralel şekilde yapılaşmış ve platolardan kaynağını alan dere yatakları imara açılmıştır. Şehrin kıyı boyunca uzanması, hızlı nüfus artışı, alt yapı yetersizliği, plansız yerleşme, ulaşımın yoğunlaşması, paralel uzanan tramvay hattı, kıyıda toplanan yapılaşma iklim değişikliği ile düzensizleşen ani sağanaklar sele zemin hazırlamaktadır.
Her geçen yılda daha da belirsizleşen bu durumlara karşı acil önlemler alınması gerekmektedir. Konu sadece Samsun değil, geçen yıl Sinop’ta, Ordu’da yaşanan sel felaketleri düşünüldüğünde konunun bölgesel hatta ülkesel bir nitelik arz ettiği görülmektedir. Ancak ivedi olarak imar düzenlemesi ve şehir planlaması açısından belediyeler üzerine düşen görevleri yerine getirmeli, dere yatakları gibi risk içeren alanlar konut ve işyeri imarına açılmamalı, dereler ve çaylar ıslah edilmelidir. Samsun’un doğal yapısından kaynaklı heyelan bölgesi olduğu da dikkate alındığında daha vahim sonuçların doğmaması için gerekli makro çalışmalar bir an önce yapılmalıdır.