6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 5 (1) inci maddesine göre; haksız şart, müzakere edilmeden sözleşmeye dahil edilen ve tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde dürüstlük kuralına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme şartları olarak tanımlanmıştır. Bir sözleşme standartsa ve tüketici buna etki edememişse, bu müzakere edilmemiş bir sözleşmedir. Sözleşmedeki hak ve yükümlülükler tüketici aleyhine bir dengesizliğe neden oluyorsa, haksız şart doğmuş demektir. Tüketici Sözleşmelerindeki Haksız Şartlar Hakkındaki Yönetmeliğin 7 nci maddesinde; tüketiciyle kurulan sözleşmelerde yer alan haksız şartların kesin olarak hükümsüz olduğu; ancak sözleşmenin haksız şart dışındaki hükümlerinin geçerliliğinin korunduğu, belirtilmektedir.
Dürüstlük kuralı 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 2 nci maddesinde düzenlenmiş ve herkesin haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kuralına uymak zorunda olduğu; bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeninin korunmayacağına hükmedilmiştir.
6502 sayılı Kanun’un 4 (5) üncü maddesinde; tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak niteliğinde sadece nama yazılı ve her bir taksit ödenmesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebileceği; bu fıkra hükümlerine aykırı olarak düzenlenen senetler tüketici yönünden geçersiz olduğu vurgulanmıştır.
Şimdi asıl konumuza dönersek, veliler çocuklarının daha emin adımlarla geleceğe hazırlanmaları için onları dershanelere veya özel okullara göndermektedir. Burada velilerin önüne standart bir sözleşme ve üstüne bir de senet gelmektedir. Ancak asıl sorun öğrencinin/ kursiyerin mazeretli ya da mazeretsiz olarak dershaneyi/ okulu bırakmak zorunda kaldığında ortaya çıkmaktadır. Bu durumda hakkaniyetten uzak ve hiçbir yasal dayanağı olmayan fahiş bir fatura veliyi beklemektedir. İşte bu duruma da haksız kazanç kapısı denir.
Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği’nin 56 ncı maddesi ücretlerin iadesini düzenlemektedir. O halde: “Birinci ve ikinci fıkrada; sağlık sebebinin raporlandırılması, kurumun kapanması, dönemin açılmaması, kurumun eğitim ve öğretim ortamının olumsuz yönde değişmesi hallerinde; ayrılış tarihinden sonraki günlere ve saatlere isabet eden ödenmiş ücretlerin iade edileceği;
Üçüncü fıkrada; yukarıda belirtilen şartların dışında yeni kaydolan öğrenci ve kursiyerden öğrenim ücreti yıllık veya ders saatine göre belirlenenlerden öğrenim ücretinin % 10’u ve öğrenim gördüğü gün ya da ders saati sayısına göre hesaplanan miktarın dışındaki kısmın iade edileceği; öğretime başladıktan sonra ayrılan öğrenci veya kursiyerden alınacak ücretin kurumun ücretinden fazla olamayacağı” hükme bağlanmıştır.
Görüldüğü üzere mazeretli ya da mazeretsiz, kişinin yönetmelikte belirtilen şartlar çerçevesinde dershanelerden ve özel okullardan ayrılma hakkı bulunmaktadır. Örnek olması açısından konuyla ilgili bir olayı da bu vesileyle paylaşmak istiyorum.
Mazeretli olarak dershaneden ayrılmak zorunda kalan KPSS’li kursiyere, dershane haksız bir fatura çıkarmıştır. Senedini almak için bedeli ödemek zorunda kalan kursiyer, hakkını dershanenin ilgili olduğu kuruma başvurarak aramak istemiş. Ancak yarım seneden fazla süren incelemeden sonra ilgili kurum, kursiyerin talebinin yersiz olduğuna karar vermiştir. Hak aramaktan vazgeçmeyen kursiyer, bu defa sorunu hakem heyetine taşımıştır. Birkaç ay içinde sonuçlanan 2016/ 2419 sayılı kararla hakem heyeti, kursiyerin haklı olduğuna ve haksız olarak tahsil edilen bedelin de tüketiciye iadesine hükmetmiştir.
Bu ve benzeri konularla ilgili haksızlığa uğrayan tüketicilerin, hakem heyetlerine başvurmasını öneririm. Ayrıca sorusu olanların sayfanın başındaki e-posta adresinden bana ileti atabileceklerini ve cevapların da –bağlayıcı olmamak kaydıyla- takip eden hafta içinde yayınlanacağını duyurmak isterim. Haklarımızı bilmek ve aramak dileğiyle…