Bilim dünyası küresel ısınmanın etkisini doğanın çok bileşenli bir sistemden oluşmasından net bir kestirim yapamasa da öngörülerde bulunabilmektedir. Geçen yüzyılda deniz seviyesinin küresel ölçekte 10 ila 20 cm arasında yükseldiğini, bu yüzyılda da 40 ilâ 60 cm daha yükselmesinin beklendiğini belirtmektedir. Ki, bu durum birçok ülke açısından felaket demektir.
Küresel ısınma ile yaşanan iklim değişikliğinin en çok kıyıları etkileyeceği beklenmektedir. Rüzgâr ve yağmurların düzensizleşmesi deniz ekolojisini de etkileyecektir. Denizlerdeki beslenme, akıntı, kirlenme ve göç dinamiği canlı popülasyonunda ciddi değişimlere neden olacaktır. Örneğin deniz suyundaki sıcaklık artışı okyanuslardaki mercanların toplu ölümüne yol açacaktır. Bu da denizlerdeki biyoçeşitlilğin azalması olduğu gibi küresel ısınmanın ana nedeni olan karbondioksitin emilimi de azaltacağından bir sarmal yaratacaktır.
Küresel ısınma denizlerde biyoçeşitliliği olumsuz etkileyeceği gibi bozulan atmosferik ritimle düzensiz rüzgâr ve farklı akıntı sistemleri ortaya çıkacaktır. Bu da beraberinde kıyı yapılaşması, balıkçılık, ulaşım, turizm ve ticareti çok ciddi biçimde etkileyecektir. Bu karalar için de geçerlidir. Küresel iklim değişimin etkisini kara-deniz-atmosfer etkileşimine bütün bakmak gerekir.
Cebelitarık Boğazı ile Akdeniz doğrudan Atlas Okyanusu’ndaki ekolojik ve atmosferik değişimlere açıktır. Aynı durum Süveyş Kanalı için de geçerlidir. Akdeniz’de ve kıyılarımızda Kızıldeniz ve Hint Okyanusu menşeili deniz canlıları görülmektedir. Yabancı menşeili deniz canlıları kolonileşerek yerli türlere zarar vermektedir. Bunda da deniz seviyesinin ve deniz suyu sıcaklığının artması önemli bir etkendir. Akdeniz su seviyesi 1992’den beri 12 cm yükselmiştir. Bu durumda Akdeniz’deki 12000 canlı türünün geleceği muammadır. Su seviyesinin yükselmesi ile plajlar gel-git olayına çokça maruz kalacaktır. Kumsalda üreyen kaplumbağa gibi hayvanların üreme alanları azalacaktır. Su sıcaklığının artmasıyla balıkların üremesi ve larvalarının yaşam alanları da kısıtlanacaktır. Akdeniz üzerinden gelen akıntı ile Karadeniz’in de ekolojik dengesi bozulacaktır. Planktonla beslenen hamsi ve çaça gibi balıkların besin zinciri sekteye uğrayacak. Su seviyesinin yükselmesi ve suyun ısınması sonucu serin suları seven mersin balığı, alabalık gibi birçok balık türünün soyu tehlikeye girecek. Düzensiz yağışlarla birlikte denizlere ani besleyici maddeler girecek, dönüşümsel plankton patlamaları yaşanacak, organik maddelerin dibe yığılmasıyla canlı yaşam alanlar daralacaktır.
Küresel ısınma canlı popülasyonunu tehdit ederken aynı zamanda ekosistem değişikliklerini ve habitat yıkımlarını beraberinde getireceği öngörülmektedir. Onun için ülkemizin de dünyanın saygın kuruluşları tarafından izlenen verileri dikkate alarak ve bu kuruluşlarla ortak çalışmalar yaparak geleceğe yönelik önlemler almalıdır.