Türkiye’nin altıncı büyük kenti olan Antalya, özellikle 1980’den sonra turizme uygun ikliminden dolayı hızla gelişmiştir. İlde turizm, tarım, hayvancılık ve ticaret önemli yer tutar.
M.Ö. 2. asırda Bergama kralı II. Attalos tarafından kurulan şehir, adını kurucusundan almıştır. Dünyanın en eski yerleşim yerlerinden biri olan Karain Mağarası bu şehirdedir. Antik bir kent olan Antalya; Hitit, Likya, Lidya, Pamfilya, Bergama, Roma’ya ev sahipliği yapmıştır. 1207’de de Gıyasettin Keyhüsrev tarafından fethedilerek, bir Türk kenti olmuştur.
Antalya’da arazinin % 78’i dağlık, % 10’u ova ve kalanı ise engebelidir. Şehre hakim olan Toroslar’ın yüksekliği 2500 ilâ 3000 metreyi bulmaktadır. Tahtalı Dağı ise 2366 metreyle dünyanın denize yakın en yüksek dağıdır.
Açık hava müzesi niteliği taşıyan şehirde Karain Mağarası, Kaleiçi, Perge, Aspesdos, Simena, Side, Patara, Olimpos, Alanya Kalesi önemli tarihi alanlardır. Diğer taraftan Antalya kültür ve dinlenme turizmi açısından dünyanın ve Türkiye’nin önde gelen merkezlerindendir.
* * *
-Güneşin şehrine: 20 Eylül 2015 Muratpaşa/ Antalya-
Işıklar ülkesi Likya, doğuda ırklar ülkesi Pamfilya,
Alanya, Patara, Side, Perge, Aspendos ve Olimpos.
Bir çağrıdır yankılanan eski çağlardan Antalya’ya,
Meğer önceden bulmuş cenneti Bergamalı Attalos!
Hilal misali açılıp, saçılmışsın Akdeniz’in üstüne,
Gözleri kamaştırıyor çayların, masmavi denizlerin.
İrem misali seçilip, serilmişsin Toroslar’ın eteğine,
Göklere uzanıyor yalçın dağların, o sivri tepelerin.
Falez Kültür Parkı’nda doğanın kalbinde durdum,
Cam Piramit’te öyküler dinledim beyaz perdeden!
Bir karede, bir küçük geyik yavrusuna vuruldum,
Kil renkli kalkerlere baktım yavrunun gözünden!
Mor dağların büyülü heybeti vurur Konyaaltı’na,
Ruhum engin; bir sevgilinin incisi düşmüş sahile!
Bir sevgili ır söyler, düşerken su Kadın Yarı’nda,
Yivli Minare’de döner gönüller vuslat için nihale!
Saat Kulesi’nde akrep eski çağın üstüne kurulmuş,
O halde açılmış Üç Kapılar’ın kilidi bu sokaklara.
Antik tapınağın kesik minaresi bir inanca durmuş,
Mirador parktan başka bakılıyormuş kadim limana.
Şehrin kalbi bir başka atıyor bu yorgun sokaklarda,
Kadın, erkek; yerli ya da ecnebi, bir alem dönüyor!
Deniz mavi, bir başka batıyor güneş bu topraklarda,
İskele Camisi’nde bir kul, elleri semada, yakarıyor!
Turunç kokulu reçelim, güneş şehri: şehr-i Antalya!