Türkiye’de çağdaşlaşmanın tavandan geldiği bir gerçektir. Bunda 18. asırda açılmaya başlayan askeri okulların katkısı büyüktür. Ordu-millet yaklaşımının temelindeki fikir de işte budur. İlk askeri okul Hendesehane 1734’te açılmışsa da, akabinde kapatılmıştır. Ancak bunu 1773’te Mühendishane-i Bahr-i Hümayun, 1795’te Mühendishane-i Berr-i Hümayun, 1834’te Mekteb-i Harbiye, 1845’te Erkan-ı Harbiye Mektebi’nin açılması izlemiştir.
Türkiye demokrasi tarihi açısından Batılılaşma büyük önem taşımaktadır. Ki, bu çerçevede yapılan ıslahat çalışmaları hep bir merhale sayılmaktadır. Özellikle 1718-30 yılları arasındaki Lale Devri ve 1792’de açılan Meşveret Meclisi önem arz etmektedir.
Sened-i İttifak: 29 Eylül 1808’de imzalanan sözleşme ilk anayasal belge olup, ilk defa padişahın yetkileri sınırlandırılmıştır. Devamında 1835’te Heyet-i Vükelâ (Bakanlar Kurulu), 1837’de Meclis-i Vala-yı Ahkâm-ı Adliye gibi kurumlar oluşturulmuştur.
Tanzimat Fermanı: Türkiye Yurttaşlık Bildirisi de sayılan Tanzimat Fermanı 3 Kasım 1839’da ilân edilmiştir. Yurttaşlık, eşitlik ve adalet kavramları ilk defa anayasal bir nitelik kazanmıştır. Mülkî, askerî ve adlî konularda hukukî düzenlemeler yapılmıştır.
Çağdaş bir eğitim için yükseköğretim okulları 1846’da Darülfünun’ a dönüştürülerek, İstanbul Üniversitesi yapılandırılmıştır. 1864’te çıkarılan Vilayet Nizamnamesi ile taşra teşkilatı düzenlenmiştir. Meclis-i Vala-yı Ahkâm-ı Adliye 1867’de Şura-yı Devlet (Danıştay) ve Divan-ı Ahkam-ı Adliye (Yargıtay) ayrılmıştır. Şer’iyeden nizami mahkemelere doğru dönüşüm başlamıştır. Ayrıca Türkiye’nin ilk medeni kanunu olan Mecelle yürürlüğe girmiştir.
1865’te faaliyete başlayan Genç Osmanlılar Cemiyeti, hürriyet ve meşrutiyet isteğiyle Bab-ı Ali üzerinde baskı kurmaya başlamıştır. Sonuçta Türk siyasi tarihinde ilk modern darbe sayılan Sultan Abdülaziz Olayı ile 30.05.1876’da padişah hâl’ edilmiştir.
Meşrutiyet’in İlânı ve Anayasa’nın Kabulü: 23 Aralık 1876’da Mutlakıyet kaldırılmış ve Meşrutiyet ilân edilmiştir. İlk Türk anayasası olan Kanun-i Esasi kabul edilmiştir. Meclis-i Umumu Milli, Meclis-i Ayan ve Meclis-i Mebusan olarak iki yapıdan oluşmuştur. Ancak birkaç ay sonra 93 Harbi gerekçesiyle padişah tarafından Meclis-i Mebusan tatil edilmiştir.
1890’da Genç (Jön) Türkler Hareketi doğmuştur. İttihat ve Terakki’nin de çekirdeğini oluşturan Hareket yoğun ve etkin bir mücadele sonunda Hürriyet’i ilân ettirmeyi başarmıştır.
Hürriyetin İlânı: 23 Temmuz 1908’de Anayasa yeniden yürürlüğe konulmuştur. 1909’da yapılan anayasa değişikliğiyle padişahın yetkisi sınırlandırılmış, meclisin gücü artırılmıştır. Böylece anayasal ve parlamenter sistem adına önemli bir mesafeler alınmıştır.
23.01.1913’teki Bab-ı Alî Baskını ile hükümet devrilmiştir. Muhalefet, Hürriyet ve İtilaf Fırkası çatısı altında birleşse de, iktidar İttihat ve Terakki Fırkası’nın eline geçmiştir.
28.07.1914’te başlayan Birinci Dünya Savaşı’na Türkiye, 30 Ekim’de dahil olmuştur. Savaşın sonunda Türkiye müttefikleriyle beraber yenilmiş ve 18.10.1918’deki Mondros Ateşkes Anlaşması’na dayanılarak toprakları işgal edilmiştir. İşgal karşısında Mustafa Kemal Paşa’nın liderliğinde birleşen vatanseverler 4 Eylül 1919’da Sivas’ta Ulusal Kongre’yi toplayarak, milli hareketleri Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adı altında birleştirmiş ve Temsil Heyeti’ni kurmuşlardır.
Misak-ı Milli Kararları 28.01.1920’de Mebusan Meclisi’nce kabul edilerek, ilân edilmiştir. İşgal kuvvetlerince meclis 19 Mart’ta basılmış, 11 Nisan’da da dağıtılmıştır.
Milli Egemenliğe Geçiş: Meclisin dağıtılmasının ardından Temsil Hayeti’nin çağrısı üzerine meclis 23 Nisan 1920’de Ankara’da toplanmıştır. 20 Ocak 1921’de Teşkilat- Esasî adıyla 21 Anayasası kabul edilmiştir. 21 Anayasa’sının en temel özelliği milli egemenlik ilkesini benimsemiş olmasıdır. 01.11.1922’de saltanat kaldırılarak, monarşiye son verilmiştir.
Cumhuriyetin İlânı: 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet ilân edildi. En çağdaş yönetim şekli olan Cumhuriyet, Türkiye’de askerî ve siyasî başarının bir timsali olarak yükselmiştir.
30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutlar, iyi haftalar dilerim.