Türkiye’de bilinen ilk askeri darbe Buçuktepe İsyanı’yla 1446’da yapılmış ve II. Mehmet tahtan indirilmiştir. Yaşanan darbe olayları sonucunda 12 padişah ile 1 cumhurbaşkanı görevden alınmış; 5 padişah ile onlarca sadrazam ve hükümet adamı öldürülmüştür. Hiç kuşkusuz Türk siyasi tarihinde 1622’deki Genç Osman Vakası ve 1960’daki 27 Mayıs Olayı en acımasız darbelerin başında sayılmaktadır.
Sultan Abdülaziz Vakası: Türk demokrasi tarihinde ise ilk askeri darbe 30 Mayıs 1876’da emir-komuta zinciri içinde Serasker Hüseyin Avni Paşa tarafından yapılmıştır. Darbe sonrasında Padişah Abdülaziz Han hâl’ edilmiştir. Dört gün sonra devrik padişah bilekleri kesilmiş bir vaziyette, ölü olarak bulunmuştur.
31 Mart Vakası: Meşrutiyet’e karşı 13 Nisan 1909’da yapılan bir isyan olup, hükümet istifa ettirilmiştir. Harekete geçen II. Ordu, İstanbul’a gelerek isyanı bastırmıştır. Olay sonrasında II. Abdülhamit Han, Meclis-i Umumu Milli kararıyla hâl’edilmiştir.
Bâb-ı Âli Baskını: Balkan Savaşı’nda hükümetin başarısızlığı ve Edirne’nin işgal edilmesi üzerine Talat Bey’in ve Enver Bey’in başını çektiği bir grup 23 Ocak 1913’te Sadaret Konağı’nı basarak, hükümeti devirmiştir.
Anadolu İhtilâli: 19 Mayıs 1919’da vatanın işgali karşısında Mustafa Kemal Paşa önderliğinde birleşen vatanseverlerin düşmana ve padişaha karşı başlattığı bir ihtilâldir. 11 Ekim 1922’de düşman yurttan atılmış ve 1 Kasım 1922’de de saltanat kaldırılmıştır. Böylece yurt düşmandan temizlenerek, büyük oranda Misak-ı Milli sınırlarına ulaşılmış; saltanat kaldırılarak da Meşrutiyet’ten Cumhuriyet’e geçilmiştir. Bilinmektedir ki, Anadolu İhtilali dünya demokrasi tarihine en kansız devrim olarak geçmiştir.
27 Mayıs Darbesi: Hükümetin ülkeyi baskı rejimine dönüştürdüğü ve kardeş kavgasına götürdüğü gerekçesiyle Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki bir grup tarafından kurulan Milli Birlik Komitesi tarafından darbe yapılmış ve ülke yönetimine el konulmuştur. Darbe sonrasında Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Başbakan Adnan Menderes ve bakanlar tutuklanmıştır. Yüksek Adalet Divanı’na yargılanan Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan idam edilmiştir.
Türk demokrasinin bu kara lekesi 1990’daki iade-i itibar kararıyla temizlenmeye çalışılmıştır.
12 Mart Muhtırası: Ulusçu-devrimci bir çizgiyi savunan Milli Demokratik Devrimciler’in 9 Mart 1971’deki darbe girişimi MİT tarafından sızdırılmış ve böylece darbe Genel Kurmay Başkanlığı’nca önlemiştir. Ancak 12 Mart’ta emir-komuta zinciri içinde verilen muhtırayla hükümet düşürülmüş ve partiler üstü bir hükümet kurulmuştur.
12 Eylül Darbesi: Ülkenin içinde bulunduğu siyasi istikrarsızlık, ekonomik darboğaz ve şiddet olaylarının yaygınlaşması üzerine Türk Silahlı Kuvvetleri emir-komuta zinciri içinde darbe yaparak, ülke yönetime el koymuştur. Hükümet düşürülmüş, meclis dağıtılmış ve siyasiler tutuklanmıştır.
28 Şubat Post-Modern Darbesi: Refah- Yol Hükümeti döneminde artan irticaî faaliyetler karşısında MGK 28 Şubat 1997’de toplanmıştır. MGK Kararı’nda laikliğin demokrasinin ve hukukun teminatı olduğu vurgulanarak, hükümetten sert kararlar alınması tavsiye edilmiştir. Hükümet kararı imzalamamış ve 18 Haziran’da da Erbakan istifa etmiştir.
27 Nisan E-Muhtırası: Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde 27 Nisan 2007’de Genel Kurmay Başkanlığı’nın resmi sitesinde “laiklik ve Atatürkçülük” vurgusu yapılmıştır. Söz konusu bildiri hükümet tarafında sert bir şekilde eleştirilmiştir.
15 Temmuz Paralel Yapı Terörü: Devleti ele geçirmek için 15 Temmuz 2016’da FETÖ mensubu bir grup cuntacı subay tarafından başlatılan kalkışma; hükümet, silahlı kuvvetler, emniyet güçleri ve sivil halkın özverisiyle bastırılmıştır.
İslâm Alemi’nin Kurban Bayramı’nı kutlar; barış ve huzur dolu bir dünya dilerim…