Dinimiz İslam , her şeyin aslına , hakikatine önem veren , sahtesine, benzerine ve taklidine itibar etmeyen bir dindir. Yalancı kabul yaşamayı ve yaşatmayı uygun görmeyen dinimiz İslam , yalancı kabullerle oluşacak bir mutluluğa (cennete de ) itibar etmez. Bizim kültürümüzde, her şeyin aslı ve hakikatine itibar vardır.
Herşeyin aslına ve hakikatine önem veren İslam , adavetin ( düşmanlılığın ); hakikat olmaması için yani; mecazi /savunma amaçlı, rahmet ve merhamete dayanan bir anlayış içinde olmasını uygun görmüştür.
İslam hukukunda, düşmana gayrı insani bir şekilde davranmak ve düşman cesetlerine , ölüm vuku bulduktan sonra bile eziyet etmek , haram kılınmıştır.
HZ. Ali, saatlerce mücadele ettiği bir müşriki öldürmek üzereyken; bu müşrikin suratına tükürmesi karşısında, onu öldürmekten vazgeçmiştir. Kendisine neden öldürmekten vazgeçtiği sorulduğunda, İslam’ın öfkeye dayanarak bir insanın öldürülmesini yasakladığını , mücadelesinin , Allah rızası için olduğunu, bir hırstan kaynaklanmadığını ifade etmiştir.
Atatürk , Çanakkale savaşında , bize karşı savaşmış Anzak askerleri için, Yeni Zenandalı annelere hitaben, İslam kültüründen aldığı terbiye ile adeveti mecazi(savunma amaçlı adavet ) anlayışıyla yayınladığı mesajında; ‘’Bu memleketin toprakları üzerinde kanlarını döken kahramanlar ! Burada bir dost vatanının toprağındasınız..! huzur ve sükun içinde uyuyunuz. Sizler, Mehmetçiklerle yan yana, koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat uyuyacaklardır. Onlar, bu toprakta canlarını verdikten sonra, artık bizim evlatlarımız olmuşlardır.’’ Demiştir.İslam kültüründe yetişmiş önderimiz Mustafa Kemal Atatürk ; bir müddet önce savaştığı ulusun çocuklarına bile, merhametle bakacak kadar büyük bir kültüre mensubetini, dünya milletlerine adeta ders verircesine ortaya koymuştur.
Yüce Türk Milleti; batılı emparistlerin kültür havzasından beslenmiş ve onlar tarafından devşirilmiş Ermeni diyasporası tarafından, bir iftiraya maruz kalmıştır.Ermeniler , Türk milletinin kendilerine sistemli bir soykırım uyguladığını iddia etmektedirler. Milletimizin böyle asılsız, mantık dışı ve her şeyden önce, kendi kültürüyle bağdaşmayan bir eylem içinde olması ve bir ulus iradesine sahip bulunması ; kendi kültürüne ve Türk Milletinin yaratılışından getirdiği milli seciye ,terbiye ve alışkanlıklarına terstir.
Adaveti mecazi, içinde büyüyen Türk milletinin çocukları,biraz önce emperyalist düşüncelerine karşı savaştığı bir başka milletin çocuklarına ; ‘bizim çocuklarımız ‘ diyecek kadar merhamet ve şefkat içindeyken, böyle bir suçlamayla karşılaşması, emperalist batının şımarık ermeni diyaspo- rasına verdiği destek ile oluşan iftiradan başka bir şey değidir.
Her defasında, şanlı bayrağımızı ilkokul çocuklarına çiğneten ve bunu maharetmiş gibi dünya basınına haber olarak veren adeveti hakiki içindeki Ermenilerden, kendisine; ‘ milleti sadıka (sadık millet )’ ismini veren , Yüce Türk Milletini anlamasını beklemek , sadece bir ruya olur sanırım.
Saygılarımla...
- Adaveti Hakiki : ( Gerçek , sürekli , sebebsiz ve bitmeyen kuralsız düşmanlık )
- Adaveti Mecazi : (Geçici , sürekli olmayan , savunmaya dayanan , izafi ,bir sebebe dayanan ,sebeb ortadan kalkınca biten , kurallı )