Devlet adamı olmak feraset sahibi ve dik olmayı gerektiriyor. İnsana dik olmayı ve dik kalmayı sadece baba ekmeği yemek sağlıyor sanırım. Devletin tahsis ettiği ve babanın kazanıp getirdiği helal kazanç, insanda şecaat , seciye ve karekter meydana getiriyor.Devletin ekmeğini ve babasının ekmeğini yemiş insanda şahsiyetli bir duruş ve sağlam bir karakter oluyor.Eğilmiyor , bükülmüyor. Feraset sahibi oluyor.
Buna karşılık , bir cemaat (örgüt ) kültürü ile büyümüş insanlarda , bir eziklik , seciyesizlik, bir noksanlık oluyor. Bu insanların devlet terbiyesi ile büyümedikleri her türlü tavırlarından belli oluyor.Bu sebeble , bu tür insanların devlet içinde varlığı hemen sırıtı veriyor.
Devletin veya babasının ekmeği ile büyümüş insanlar bu yüzden olaylar karşısında haysiyetli bir duruş sergiliyebiliyor.
Abdurrahman Münif , ‘ kırklı yıllarda Amman ‘ adlı kitabın’da Ammanlı çocukların sokakta taşla oynadıklarını , zira Amman’ın kayalığa kurulu bir şehir olması sebebiyle, şehrin taşlı yapısının çocukların oyunlarına bile sirayet ettiğini yazmaktadır.
Taşların bile çocukların hayatlarına girdiği ve rol aldığı bir dünyada , özellikle Amman’da ve Filistin’de yetişen çocukların intifada da İsrail askerlerine taş attıkları düşünülürse , taşların bile bir dilinin olduğu ve insanların hayatını etkilediği görülecektir. Kaldı ki , devlet ve babasının ekmeği ile büyümüş çocukların yapısı ve mücadele şekli ile bir cemaat (örgüt ) ekmeği ile büyümüş insanların hayat mücadele ve şekillerinde ve duruşlarında çok büyük farklılık olduğu görülmektedir. Onlardan devlet adamı olamıyacağı aşikardır.
Onlar en hayati toplumsal konularda bile şahsi planlar içinde olacak , bir devlet düşüncesi ve terbiyesi içinde hareket edemiyecektir.Buna onların yapıları engeldir.
Ya Devlet Başa , Ya Kuzgun Leşe …anlayışı onlar için çok uzak bir anlayış olacaktır.
Herkese sevgi ve selamlarımla…
Not : Kahraman Ordumuza , Afrin Harekatında başarılar diler , Şehitlerimize Allah’tan rahmet temenni ederim.