Sokak karanlıktı, onun ise boynu büküktü. Hayatı söküktü, can kuzunun... Herkes mi böyle olurdu? Oldu işte ..!
Hayat, derin ve ıssız sularda balık avlamak kadar zordu. İnsanı mevsiminde yaşamak zorluyordu, kahır etmeden hayata. Yaşamın tek bir iksiri vardı: O da, sevgi. Ancak ; o,yoktu. En ihtiyaç hissettiği anda.
Bir anda, önüne çıktı. Kollarını açtı ve durdu. Sevdim; ama, çok sevdim. Aldığı cevap; kısa ve tekti.
-‘Kimi ..?
-Seni ..!’ dedi.
Sevgide tekti ve tek olandı; horlanandı.
Sevgi, iki zıttın tek olmak bilinciydi. Sevgi, hak etmeyene verilen değerdi veya hak edene verilmeyen önemdi.
Tekti. İnsanın, insan olma bilincine getirdiği, artı bir değerdi…
Hayattaydı; yaşamı yoktu…
Nefes alan bir cesetti.Ruhu bedenden uful etmişti… Taşıması ve taşınması zordu. Ve dikti.Uzlet içinde verilen bir karar ile, kelimelere dökülmeden atılan çığlık gibiydi..!
Oluşmayan cümlede, tek başına bir kelimeydi, vecizdi, güzeldi, anlamlıydı…
Zorla alınan bir nefes, kısılmış bir sesti.Sonrası olmayan basit bir hikayeydi, adı konulmamış olan…
Candı…Canandı…Sonrasında yok ile var arasında ertelenmiş bir hayattı; var iken yokluğa zorlanan…
Kısacası; sökük bir ömür veya kanayan bir vicdandı... adı bile belli olmayan.
HİLMİ OFLAZ ağabeyimize rahmet ve merhamet ile