Düşünmek , matematik bir eylem , toplamak , çıkarmak , çarpmak ve bölmek bir devrimdi. Kanın hareketini gösteren, istikamet tayin eden bir tasarruftu. Ve ayrıca hendesi bir şekilde düşünmek, bir metedolojiydi.
Çekilsek dağlara …
Kime bırakacaksın
Bu güzel kıyıları ( Behçet Necatigil , Gölde )
Tarih bize iki büyük devrimci göstermişti. Bunlardan ilki H.z. Muhammed , menfaat ve bencillik adı verilen putları yıkmıştır. Diğeri ise : Mustafa Kemal Atatürk , İslamın önünde duran hurafeleri ters yüz etmiştir.Lütfen durun , hemen itiraz etmeyin . Bu benim sözüm değil , Hindistanlı büyük mütefekkir Muhammed İkbal’ın sözüdür.
Kalkar ne de sık,
Dipteki çamurlardan
Bu ilk çağ canavarı ( Behçet Necatigil , Gölde )
lisede öğrenciyken , gerçekten alim sayılacak önemli isimlerden ders okumuştuk .Bu isimlerin bize öğrettikleri şeylerin belki hakkını veremedik. Ancak , bu bizim kusurumuzdu. Hocalarımızın değil. Hepsini burada , hayırla yad ederim.
Açılan kapıyı hemen kapatmak
Karşılıklı gizlemekti bir şeyleri
Gelip gidenimiz olurdu ya
Gülüşmeler bizden değildi. ( Behçet Necatigil , Eski Sokak )
Lisede öğrenciliğimiz bittiği gün, bize öğretilenlere sığmayan,öğrenci arkadaşların topyekun bazı davranışlarıylarla karşılaştık. Hayal kırıklığına uğradık. Mezuniyet esnasında bir kısım arkadaşlar , masa ve sıralarda bulunan bazı kitapları en küçük parçalarına kadar yırtıp ‘ kitaptan ve okumaktan kurtulduk’ diyerek havaya atmaya başlamışlardı. Bu eylem o kadar sürdü ki , sınıfın zemini yırtılmış kitap sahifelerinden görünmüyordu. Çok şaşırmıştım. O esnada okulun son sınıf katında bulunan bazı hocalarımız, gördükleri bu manzara karşısında benimle birlikte şaşkına dönmüştü. Ben gördüğüm bu manzara karşısında utanmış ve dışarı çıkmıştım. Bu utancı hala içimde taşırım.
Sizdendik , yalnız biraz okumuş,
İki kadın , bir erkek , iki çocuk ,
Uykulu , acele bir karı koca
Bizdik geçen önünüzden başları eğik
( Behçet Necatigil , Eski Sokak )
Bu matematik ( toplama ,çıkarma , çarpma ve bölmeyi ) bilmeyen çocuklar , kitaplarla birlikte bir bütünü yırtmayı , parçalamayı , bölmeyi çok iyi biliyorlardı. Acayip bir şey …Matematik devrimci bir eylemdi. Yırtılması ve yere atılması gerekenler , hurafelerdi . Kitaplar değil.
İstanbul Üniversitesi son sınıfta iken üstadım Ergun Göze , bir sebebten ötürü beni Altemur Kılıç’ın yanına gönderdi. Bir bilgisayar şirketinde , yaşına rağmen çalışıyordu.ve oldukça zindeydi. Benim …. Lisesi mezunu olduğumu öğrenince , bana adete yaşadığı hatıralarından bir şeyi emanet etti. Altemur Kılıç , İstiklal Mahkemeleri Başkanı Kılıç Ali’nin oğluydu. Babasının Atatürk’ün hastalığı sırasında, yanına uğradığı bir esnada , Atatürk’ün yanında Kur’an-ı Kerim okunmasını istediğini anlattı.
Hafta içi gittiğim bir cenaze töreninde , değerli bir dost , eşinin dedesinin 1916 yıllarında Rus işgalinden kaçarak geldiği Samsun’un bir kasabasında yedi yıl askerlik yapmış babasıyla buluştuğunu , baba ve oğulun birlikte sofraya oturduğunu , babanın küçük evladına ‘ Haydi yesene evladım ‘ dediğini anlattı. Küçük çocuğun yıllarca babasından sadece bu minik hatırayı zihninde sakladığını söyledi. Eşinin bu küçük hatıra sebebiyle senelerce bayramda , büyük dedeye kur’an okumaya gittiğini anlattı.
Son zamanlarda ve olur olmaz ortamlarda, vefat etmiş insanların arkasından edep dışı bir söylemle konuşan, sözüm ona bazı varlıkları görünce çok üzülüyorum. Bu sebeble , değerli büyüğümüz Altemur kılıç’ın bana anlattığı ATAM ile ilgili bir hakikatı aynen bu küçük çocuk gibi zihnimde saklayarak , Yüce Türk milleti ile paylaşmak istedim.
Ölüm ve aşk en büyük devrimdir. Ansızın bir gün gelecektir.
‘Allah kulundan , kul rabbinden razı olduğunda biz kulumuza geri dön ve cennete gir deriz ‘ ( Kur’an-ı Kerim )
Herkese selam ve sevgilerimle…
Not :
*Ben tarihçi değilim . Altemur Kılıç Üstadımızın babasından rivayetle anlattığı bir vakıayı yazdım. Amacım , bir polemik oluşturmak değildir.
* Prof Dr. Fuad Sezgin Hocamız , bir kaç gün önce Allah’ın rahmetine kavuşmuştur. Mekanı cennet olsun. Batı ve tüm dünyada adından söz ettirmeyi başarmış hocamızla grur duyuyoruz. Beş ay öce İstanbul’da görüştüğümüz hocamızı ve ülkemize yaptığı hizmetleri asla unutmayacağız.