Güzel bir ramazan akşamıydı , iftardan sonra elimde dondurma Halep’in en mutena semtlerinde Tic Odası Başkanı , Sayın Aran Sarkis ve Avukat Meslektaşım Selahattin …Harputlu ile dolaşıyordum.
Önce Maruni , sonra Ermeni kilisesinin önünden geçtik.Işıklandırma harikaydı.Gençler , kilisenin bahçesinde , birbirleriyle sohbet ediyor, şarkı söylüyor , piyano çalıyorlardı.Havaya, son derece güzel bir parfüm kokusu dağılıyordu.Yani ; plastik ve görsel sanatlar tamdı!..
Biraz sonra, kiliselerin tam karşısında modern bir mimari ile yapılmış, bembeyaz bir gelinlik içinde , tertemiz bir genç kız gibi ihtişamı ile duran camii göründü. Caminin bahçesinden geçerken yere oturmuş, caminin heybet ve siluetine gölge düşüren ve çekirdek kabuklarını yere tüküren insanlar, biranda beyin dişime ağrı sapladı.Bu kir ve disiplinsizlik neden diye düşünüyordum.
‘’Temizlik imandandır.’’ Diyen bir dine mensup Müslümanların , temizliğe karşı bu aymazlığı , dinlerinden kaynaklı olamazdı.Bu aymazlık; ‘Araplığından ‘ kaynaklıdır, diye düşünmüş olsak, Arap Hristiyanlar , temizliğe kayıtsız değillerdi.
Tam o esnada; Benim gibi Müslüman olan Arap meslektaşım ; neden o dondurma külahını iki saattir boşuna elinde tutuyorsun , atsana!.. şeklinde , bana sesleniyordu.Beynimden adeta vurulmuş gibiydim. Yere tüküren insanın , Vatan anlayışı olmaz dedim.Siz , Halep’de yere tükürürseniz , Irak’da bayrağınız yere düşer!.. Toprağı Vatan yapamazsınız.Üzerinde tükürdüğünüz toprak , size yar ve diyar olmaz .
Bu olaydan sonra; Tunus’da Menar Üniversitesinde arkadaşlarımla sohbet ederken, yediği mısır koçanını yere atan ve yere tüküren bir gence tepki gösterdim . Bu düşüncelerimi anlattım. Genç, çok şaşırdı. On kişilik arkadaş gurubunu ve tüm aile fertlerini alarak , bir sonraki akşam , beni bir kafeteryaya davet etti, konuşmamı istedi.Önce çok şaşırdım.Dedi ki ; Avukat Bey , biz ailelerimizle , sizi dinlemeye geldik.Dün, bana ve arkadaşlarıma anlattığınızı burada bulunanlara ve ailelerimize anlatır mısınız?
Gece boyu , yaptığımız sohbet esnasında , anladım ki ; bizde eksik olan şey ; eğitim ve rol -model (örnek - model ) insan tipi eksikliğiydi.Halep’de sorguladığım şeyin cevabı , Tunus’da ortaya çıkmış ve bana ; ‘’yere tüküren insanın vatan anlayışı olmaz .‘’ çünkü o toprağı anlayamaz .Toprağı Vatan yapamaz.Toprağı Vatan yapan şey eğitim, kültür, görgü ve emektir.O toprak üzerinde üretilen değerlerdir.Bu değerlerin üzerine cahilce atılan mısır koçanı , Vatan toprağı üzerinde var olan değerlere atılan aymazlığa benziyordu.
Arap Ülkeleriyle yapılacak turizm , emperyalist batının , kırık aynalarından yansıyan , çarpık fotoğrafımıza bakılarak çizilmiş karikatürümüzden bizi kurtaracak , bizi kendimize getirecek , toprağı Vatan yapan değerleri , yeniden hatırlamamızı sağlayacak bir süreç olacaktır.Bu bizim için; ‘’ eski tarihin , yeniden uyanışı olacaktır.’’Bu emel ve düşüncelerle herkese , selam ve saygılar sunarım…