Osmanlı İmparatorluğu’nun hakimiyetinde olan Irak, Birinci Dünya Savaşı’nda, 1918’de İngilizlerceişgal edildi ve Musul dışında, 1923’teki Lozan Anlaşması ile de bu işgal tanındı. Müterakeye rağmen Musul’un gayri meşru işgaline karşı Türkiye’nin itirazları, arkasını Milletler Cemiyeti’ne dayayan İngilliz Oyunu’yla 5 Haziran 1926’da boşa çıktı.
2014 verilerine göre Irak’ın 36 milyon müfus olduğu ve etnik olarak bu nüfusun % 70’i Arap, % 19’u Kürt, % 9’u Türkmen ve % 3’ü Süryani, Keldani, Nasturi ve Asuri; dinsel olarak da % 57’si Şii, % 40’ın Sünni ve % 3’ü Hristiyan olarak hesaplanmıştır.
Türklere karşı İngilizlerle işbirliği yapan Şerif Hüseyin’in oğlu Faysal 1920’de, önce Suriye’de, sonra da Irak’ta kral ilân edildi.1930’da İngiltere ile yapılan anlaşma sonucunda Irak, 1932’de bağımsızlığını kazandı. 1933’te Faysal’ın öümüyle ülkede karşıklıklar çıktı ve 1936’da Kürt kökenli Albay Bekir Sıtkı darbe yaparak hükümeti ele geçirdiyse de karşı darbeyle öldürülmüştür.
İtalya’nın Habeşiştan’ı işgaline tepki olarak 1937’da Türkiye, İran, Irak ve Afganistan arasında Sadabat Paktı kuruldu.
1941’de Irak’ta Alman yanlısı bir darbe yaşandıysa da, İngilizler’inmüdahalesiyle başarılı olamadı. İkinci Dünya Savaşı’nda Irak, Türkiye gibi yansız bir politika izledi. 1945 yılında Arap Birliği Örgütü kuruldu ve artan milliyetçilik söylemleri sonucunda Irak, Suriye, Ürdün ve Lübnan’ın birleşmesi gündeme geldi. Ortadoğu’da İngiliz etkisinin zayıflaması, İsrail’in kurulması ve Mısır’ın karşı çıkması sonucu bu birlik sağlanamadı.
1955 yılında ABD’nin desteğiyle SSCB’ye karşı Türkiye, İngiltere, İran, Irak ve Afganistan arasında Bağdat Paktı (CENTO- Yeşil Kuşak) oluşturuldu.
1958’de kanlı bir darbeyle krallık devrilerek, cumhuriyet ilan edildi. Genaral Abdulkerim Kasım cumhurbaşkanı oldu. Irak, CENTO’dan çekilerek, SSCB’ye yaklaştı. Suriye’deki darbenin ardından bölgenin SSCB kontrolüne girmesinden çekinen ABD, Lübnan’a; İngiltere’de Ürdün’e asker çıkardı. Türkiye’nin de Irak ve Suriye’ye asker çıkarması gündeme geldiyse de böyle müdahale gerçekleşmedi.
1963’te Suriye’nin etkisiyle kurulan Baas Partisi’nce darbe girişiminde bulunuldu ve ülkede milliyetçi eğilimler arttı. 1967’deki Altı Gün Savaşı’ndaki İsrail’in zaferi sonrasında gücünü artıran Baasçılar 17 Temmuz 1968’de bir darbeyle iktidarı ele geçirdi. 1976’da başbakan, 1979’da da devlet başkanı olan Saddam Hüseyin, ülkenin tek hakimi oldu.
1979’daki İran’daki rejim değişikliğinden yararlanmak isteyen Irak, İran’a savaş açtı. Büyük yıkım ve kayıplara neden olan savaş 1988’de sona erdi. Ayrıca İran’la işbirliği yapan Kürtlere karşı da harekete geçen Saddam Hüseyin, Halepçe’de binlerce Kürt’ü katletti.
Saddam Hüseyin, ABD’nin de göz kırpmasına aldanarak, petrol kotalarını aşmak ve tartışmalı bölgelerden petrol çıkarmakla suçladığı Kuveyt’i, Osmanlı döneminde Basra Eyaleti’ne bağlı bir sancak olduğunu ileri sürerek, 2 Ağutos 1990’da işgal etti.
Su kenarındaki kale anlamına gelen Kuveyt, Arabistan Yarımadası’nın kuzey doğusunda küçük bir devlettir. Nüfusu 3 milyon olup, ülke meşrutiyetle yönetilmektedir. Dünya petrol rezervinin % 10’una sahip olup, kişi başına $ 45.300 gelir düşmektedir. Petrol, ülke gelirinin % 80’ini oluşturmaktadır.
1538 ilâ 1551 yılları arasında Hint Okyanusu Seferleri ile Osmanlı hakimiyetine giren Kuveyt, İmapatorluğun Basra Eyaleti’na bağlıydı.
1899’da Türkiye- İngiltere arasında yapılan anlaşmasıyla Özerk Kuveyt Emirliği kuruldu, ancak 1914’te İngilizler tarafından işgal edildi. Kuveyt, 1961 yılında İngiliz mandasından kurtularak, bağımsızlığına kavuştu. Körfez Savaşı sonrası, Irak işgalinden kurtulan Kuveyt aynı şekilde yönetilmeye devam etmektedir.