Öncelikle Türk milliyetçiliği, 18 yüzyılda önce Macar Türkologları arasında başlamıştır. Milliyetçiliğin siyasi bir akım olarak ortaya çıkması önce Tatar Türkleri, sonra Azerbaycan Türkleri arasında olmuştur. Milliyetçilik, Türkiye’ye de dış Türkler ve diğer topluluklararacılığıyla taşınmıştır. Çünkü Türklük yegane sığınak ve varlık gayesi olarak görülmeye başlanmıştır.
1903 yılında yayınlanan Yusuf Akçura’nın Üç Tarz-ı Siyaset adlı yapıtı Türkiye’de, Türk milliyetçiliğinin başlangıcı olarak kabul edilir. Fikri alt yapısı Ziya Gökalp başta olmak üzere fikir adamları, siyasi alt yapısı ise İttihat ve Terakki Fırkası tarafından sağlanmıştır. Böylece Türk milliyetçiliği, Kurtuluş Savaşı’nda son şeklini olarak, Türkiye Cumhuriyeti olarak vücut bulmuştur.
1071 yılında Türklere kapıları açılan Anadolu’da, 1075’te Süleyman Şah tarafından Türkiye Devleti kurulmuştur. Böylece bir Türk yurdu haline gelen Anadolu, Osmanlılar ile o derece genişleyerek, dünyanın en büyük devletleri arasına girmiştir. Ancak zaman zarfı içinde değişen konjoktöre adapte olamamış ve son olarak Kurtuluş Savaşı ile Anadolu ve Balkanların bir avuç insanıyla Türklüğü yok olmaktan kurtararak, Cumhuriyet’in temelleri atılmıştır.
İmparatorluğun dağılma sürecinde, devleti kurtarmak için bir çok siyasi akım ortaya atılmış ve desteklenmiştir. Bunlardan ilki, Tanzimat döneminde Namık Kemal’in de başını çektiği ve Mithat Paşa tarafından desteklenen Osmanlıcılık akımıdır. İmpartorluğun dağılmasını önlemek amacıyla Osmanlı sınırları içinde yaşayan herkesi din, dil, ırk ve mezhep farkı gözetmeksizin Osmanlı Milleti adı altında birleştirmek hedeflemiştir. Ancak 93 Harbi sonrası Balkan uluslarının bağımsızlaşması sonucu etkisini yitiren bu akımın yerine Celalettin Afgani tarafından geliştirilen ve II. Abdülhamit tarafından desteklenen İslamcılık akımı öne çıkmıştır. Uzun süre devam eden bu akım da, başarı sağlayamamış, özellikle Birinci Dünya Savaşı’nda yapılan “cihat çağrısı” ile yerini bulamamıştır. Bu zamana kadar imparatorluğu kurtarmak için resmi ideoloji olarak öne çıkartılan Osmanlıcılık ve İslamlacılık akımlarının iflas etmesi sonucu sönük kalan ve kültürel olarak gelişen Türkçülük akımı, Birinci Balkan Savaşı’nın sonrasında, özellikle Birinci Dünya Savaşı’da etkili oldu. Bunun sonucunda da Cumhuriyet Rejimi doğdu.
Ne mutlu Türküm diyene, sözüyle zirveye ulaşan ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür şeklinde ifade edilen Türk kimdir, kime denir ve Türklük nedir?