Musul ve Kerkük bölgesine ilk Türk yerleşimleri Abbasiler dönemine rastlasa da 1092’de bölgenin Selçuklular tarafından ele geçirilmesiyleMusul ve Kerkük bir Türk kentine dönüşmüştür. Türklerin yaşadığı bölgeler aşağıdaki haritada görüldüğü üzere,Irak’ın kuzey batısındaki Telafer’den güney doğusundaki Mendeli’ye kadar bir şerit halinde uzanır. Bu bölgeye de Türkmeneli Bölgesi ya da Türkmeneli Ülkesi denir.
(Kaynak: ktuvakfi.org.tr/irak-turkmenleri)
Irak’ın 1918’deki işgalinden sonra İngilizler tarafından 1920’de Özerk Irak Devleti kuruldu ve başına da kral Faysal geçirildi.1926 Ankara Anlaşması ile Türkmeneli bölgesi ve Musul İngiliz mandasındaki Irak’a terkedimek zorunda kalındı. Bu tarihten sonra Türkler üzerindeki baskılar yoğunlaştı. Bu baskılar yer yer katliamlara dönüştü. Sırasıyla1920 Telafer Katliamı, Levi Katliamı (Kerkük, 1924), Gavurbağı Katliamı (Kerkük, 1946), Kerkük 14-17 Temmuz Katliamları (1959), Tazehurmatu Katliamı (1979), Türkmen Liderleri Katliamı (1990), 25 Mart Tazehurmatu Katliamı (1991), 28 Ağustos Altınköprü Katliamı (1991), 31 Ağustos Erbil Katliamı (1996), 22 Ağustos Tazehurmatu Katliamı(2003), 9 Eylül Telafer Katliamı (2004),21 Şubat Telefer Katliamı (2005), 24 Eylül Musul Katliamı (2005), 10 Mart Yengice Katliamı (2006), 4 Haziran Karatepe Katliamı (2006), 13 Haziran Kerkük Katliamı (2006), 8 Haziran Tavuk Katliamı (2007), 7 Temmuz Amirli Katliamı (2007).
Mustafa Barzani 1958’de Kerkük’ü Kürdistan’ın başkenti ilân etmiştir. Irak Özerk Kürt Yönetimi’nin politikası da bu yönde gelişmiştir. Nitekim Peşmergeler 9 Nisan 2003’te Kerkük’e baskın düzenlenerek, tapu kayıtlarını yaktı. 10.06.2014’te de IŞID bahanesiyle Kerkük’e giren Peşmergeler, oldu bittiyle kenti işgal etti.
2014 verilerine göre Irak’ın nüfusunun 36.004.552 kişi olduğu ve Türkmeneli Bölgesi’nde bugün 3 milyon Türkmen yaşadığı tahmin edilmektedir.
Irak’taki Türkmenler Azerbaycan Ağzı veya Urfa Ağzı ile konuşmaktadır. Şii ve Sünni mezheplere tabi olmalarımilli bilincin önünde bir engel oluşturmamaktadır.
Türkmeneli Türkleri ile ilgili bir düzenleme 1926Anlaşması’nda gündeme gelmediği gibi, 1937’deki Sadabat Paktı ve 1955’teki Bağdat Paktı’nda da yer almadı.
Son olarak 1990’daki Körfez Savaşı sonrasında ABD öncülüğündeki Koaliasyon Güçleri tarafından 36. Parelelin kuzeyi Güvenli Bölge ilân edilerek, Türkmenlerin dışlandığı, ancak Kürtlerin koruma altına alındığı bir sistem geliştirildi. Bu şekilde Kürtler bir siyasi oluşum içine girebildi. Ancak bu oluşum Türkiye’nin Irak hududunu da kapatarak, Türkiye’nin Türkmeneli Bölgesi ile fiziki bağını kesmiştir. Bu bağlamda Türkiye’nin ulusal çıkarları açısından gerek Türkmenli Bölgesi, gerekse Araplarla doğrudan fiziki bağını tesis etmek ve Türkmenleri korumak için sınırdan bölgeye uzanacak bir koridor açması elzemdir. Bu olmadığı takdirde Türkiye’nin bölgedeki siyasi, askeri ve iktisadi güvenliği de çökecektir.